15 Kasım 2008 Cumartesi

Lolipoplu Tesettür Argümanı




Geçtiğimiz günlerde, Mısır hakkında İngilizce yayın yapan politik blog The Arabist, internette dolaşmakta olan bir resme yer verdi.
Resimde, biri ambalajında, diğeri ambalajı açılmış iki lolipop resmi
var ve ambalajı açılmış olan lolipopun üzerine sinekler üşüşmüş olması
nazara verilerek başörtüsü ile ilgili bir alegori sunuluyor. Resmin
üzerindeki metin (sitedeki çeviriye göre), "Onları durduramazsınız, ama
kendinizi koruyabilirsiniz" anlamına geliyor.



Lolipoplu Tesettür Argümanı



Siteye bırakılan yorumlara bakılırsa, söz konusu argüman pek de
olumlu karşılanmamış. Yorumcular, genellikle bir erkek bir kadını
rahatsız etmek istedikten sonra başörtüsünün buna engel olamayacağını,
Batı ülkelerinde yaşayan kadınların Orta Doğu ülkelerindeki kapalı
kadınlardan çok daha güvende olduklarını söylemişler.



Bir de tabii hukukun üstünlüğü konusu var. Yorum bırakanlardan biri
şöyle bir olay nakletmiş: "My friend was walking down the street and
this guy kept bothering her, so she goes to a cop nearby and complains.
He replies saying, “can you blame him? you’re very beautiful”"
["Arkadaşım, sokakta yürürken adamın biri kendisini rahatsız edince,
yakınlardaki bir polise gidip şikayette bulunmuş. Polis de cevaben,
"Onu suçlayabilir misin? Sen çok güzelsin" demiş."]







Kayasu: Darbeciler mutlaka yargılanmalı

Eski Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu,
2000 yılında 12 Eylül darbesi ve Kenan Evren hakkında iddianame
hazırladığı için “görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle Hakim ve
Savcılar Yüksek Kurulu tarafından mesleğinden ihraç edildi. Kayasu,
kararın ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu ve
dava dün onun lehine sonuçlandı. Ankara, tazminat ödemeye mahkum edildi.

10 Kasım 2008 Pazartesi

HEYKEL SANATI





Heykel sanatı, mekân içinde üç boyutlu estetik biçimler yaratmayı amaçlayan görsel bir sanat dalı. 20. yüzyıla değin heykel, belirli nesne ya da konulan betimleyen, hareket etmeyen ve kunt hacim ya da kütlelerden oluşan bir sanat olarak kabul edilirdi. 20. yüzyılda, betimsel olmayan daha soyut ürünlerin ortaya çıkması, hareketin temel bir öğe olarak kullanıldığı kinetik (devingen) heykelin gelişmesi, kunt hacimlerin içlerindeki ve aralanndaki boşluklann önem kazanması, heykel sanatının kapsamını da genişletmiştir. Çağdaş heykelciler amaçlan-na uygun her türlü malzeme ve yönteme başvurmaktadırlar. Bu da günümüz heykel sanatını belirli malzeme ya da tekniklerle sınırlamayı olanaksız kılar. Mekân içinde kendi başına var olan serbest heykelin yanı sıra, bir yüzeyin aynlmaz parçası olan kabartma heykel de heykel sanatı kapsamında değerlendirilir.
20. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
Michelangelo, Bernini,
Pisanello, Degas ve Picasso gibi birkaç sanat dalında birden ürün vermiş sanatçılann yapıtlan, heykel sanatının, başka görsel sanat dallarıyla yakın ilişkisini ortaya koyar. Heykelin bezeme öğesi olarak da kullanılması nedeniyle, heykel sanatı eskiden beri mimarlıkla yakın ilişki içinde olmuştur. Bazı kabartma heykeller resim, çizim, oymabaskı gibi sanatlara yakındır. Işık-gölge karşıtlığından yararlanan serbest heykeller de resim sanatına yaklaşır. Heykel ile metal işleri ve çanak çömlek arasında da kesin bir sınır çizmek çok zordur; birçok metal işinde ya da çanak Çömlekte, bir heykelde bulunabilecek bütün özellikler vardır. Günümüzde endüstri tasarımcılarıyla heykelcilerin yaptıkları işler de gittikçe birbirine yaklaşmaktadır.

Heykeller çoğu zaman başka sanat yapıtları ya da ortamlarla ilişki içindedir ya da kabartma heykelde olduğu gibi, onlann aynlmaz bir parçasıdır. Büyük boyutlu heykeller genellikle mimari yapılan tamamlar. Bahçe ya da park gibi açık alanları bezemek için de heykel sanatından yararlanılır. Dayanıklı ve kalıcı olmaları nedeniyle, bir kişinin ya da olayın anısını yaşatmak için de anıt heykeller yapılmıştır. Mezar taşları, lahitler, bir olayın anısına dikilen sütunlar, zafer takları bunlara örnek gösterilebilir.

Titanik faciasının bilinmeyen yüzü

Denizcilik tarihinin en büyük kazalarından olan Titanik kazasında büyük can kaybının gerçek nedeni ortaya çıktı. (03 Kasım 2008 / 12:47 haber3)

Gemi1912'de ilk yolculuğuna çıkarken, gemiye binme ayrıcalığına sahip olanlara herkes imrenmişti. O günlerin en büyük, en lüks yolcu gemisiydi. Üstelik "batmaz" deniliyordu. Bir mühendislik harikası olarak tasarlanmış Titanik, İngiltere'den Amerika'ya doğru ilk yolculuğuna çıktı.

Ancak ilk yolculuğu, son yolculuğu da oldu. Amerika'ya iyice yaklaşmışken, bir buzdağına çarpan "Titanik", 2 saat sonra tamamen okyanusa gömüldü.

1523 kişinin hayatını kaybettiği "Titanik faciası" şimdi yeniden gündemde. İngiliz Channel Four televizyonu için hazırlanan "The Unsinkable Titanic" adlı belgesel, denizcilik tarihinin en çok konuşulan kazasının nedeniyle ilgili şok bir iddiayı ortaya atıyor.

Bu gece Chennel Four'da yayınlanacak olan belgeselde, Titanik faciasının asıl nedeninin geminin bir buzdağına çarpması değil, radyo operatörünün olduğu gündeme getiriliyor.

Belgesele göre radyo operatörü, 25 yaşındaki Jack Phillips, zengin yolcuların yüzlerce mesajını iletmekten bunalmış ve o gece, faciadan 15 dakika önce Titanik'e sadece 30 kilometre mesafede olan SS Californian gemisinden gelen buzdağı ile ilgili uyarıya çok sinirlenmişti. SS Californian gemisinin radyo operatörü Cyril Evans, Titianik operatörü Jack Phillips'ten "Kapa çeneni" cevabını alınca öfkelenip yayınını kapatmış.

İşte bu yüzden 15 dakika sonra Titanik'in SOS yardım çağrısını alamayan SS Californian, kaza yerine gitmemişti. Oysa uzmanlara göre, sadece 30 kilometre mesafede bulunan gemi, SOS'e karşılık vererek kaza yerine gitseydi, Titanik'in tüm yolcularını kurtarabilirdi.

İşte bu belgeselde, radyo operatörü Jack Phillips tarafından uyarılar ciddiye alınsaydı Titanik faciasının önlenebileceği, 1523 kişinin iş yoğunluğundan bunalan bir kişinin kurbanı olduğu ve kaza anında SS Californian'la iletişim kurulsaydı aslında tüm kurbanların kurtarılabileceği savunuluyor.