25 Aralık 2008 Perşembe

KANADA HÜKÜMETİ BAŞBAKANIN AĞZINDAN YERLİLERDEN ÖZÜR DİLEDİ





KANADA HÜKÜMETİ BAŞBAKANIN AĞZINDAN YERLİLERDEN ÖZÜR DİLEDİ

Yazdir



E-mail













Yazan DurDe!

  

Perşembe, 25 Aralık 2008

Kanada
Başbakanı Stephen Harper, geçen yüzyılda zorla Hristiyan okullarına
alınan ve buralarda cinsel istismara uğrayan binlerce yerliden resmen
özür diledi. Harper de, geçmişte uygulanan politikalardan dolayı özür
dileyen liderlere katıldı.


"Kanada, çoğunlukla küçük yaşta çocukları evlerinden, ait oldukları
topluluklardan zorla çekip alan bir eğitim sistemi geliştirdi. Onlar
yeterince beslenmedi, giydirilmedi ve barındırılmadı. Hepsi, ebeveyleri
büyük ebeveynleri ve ait oldukları toplulukların bakım, kılavuzluk ve
şevkatinden mahrum bırakıldı. Ülkenin ilk uluslarına ait olan İnuit ve
Metis dilleri ve kültürel ananeleri bu okullarda yasaklandı. Trajiktir
bir şekilde yatılı okullara katılan bu çocukların bazıları öldü ve
bazıları bir daha evlerine dönemedi..." Başbakan Stephen Harper
Parlamento'da şöyle konuştu:

» Stephen Harper (Başbakan): “Hükümetimiz, bir "özür"ün eksikliğinin,
yaraların sarılacağı ve karşılıklı anlayışın sağlanacağı yolda bir
engel olarak durduğu gerçeğini kabul ediyor. Bu sebeple ben Kanada
Hükümeti ve bütün Kanadalılar adına, ülkemizin yaşamında merkezi bir
rol oynayan bu mecliste, önünüzde Kanada’nın yerli yatılı okul
sistemindeki rolünden dolayı Yerli halklarından özür dilerim.”
»
Şef Phil Fontaine (İlk Uluslar Asamblesi Ulusal Şefi): "Başbakan,
Anayasa Mahkemesi Başkanı, meclis üyeleri, yaşlılar, hayatta kalanlar,
Kanadalılar! Ebeveynlerimiz, dede ve ninelerimiz, büyük dede ve
ninelerimiz, hülasa bizden önce gelmiş geçmiş herkes için bu gün, en
azından imkansızı ele geçirmenin bir kanıtıdır.
Bu sabah
yaşlılarımız geçmişte hiç bir özür duymayan, tazminat almayan ama yine
de asimilasyona karşı cesurca mücadele edip bu güne şahit olmamızı
sağlayanlar için bir taziye ayini yaptı.
Bugün bizler kuşaklar boyu
çocuklarının yuvalarından, ailelerinin sevgi ve şevkatinden koparılıp
alınmalarına şahit olmaları, ve en büyük ızdırabı cekmiş olmalarından
dolayı onları hep birlikte anıyor ve saygı duyuyoruz. Bizi takip edecek
kuşaklar için de bugün biz, bu mecliste bu toprakların ilk ulusları
olduğumuzun onaylanmış olduğuna şahit oluyoruz.
Bu sebeple bugünün
önemi sadece neler olduğunda değil, ama eşit derecede önemi haiz olmak
üzere; bundan sonra neler olacağında. Bu meclis bir daha asla bizi, biz
olduğumuz için bir Yerli sorunu olarak görmeyecek.
Paylaştığımız
tarihte yer alan içler acısı bir dönem dolayısı ile Kanada hükümetinin
tüm sorumluluğu kabul ettiğini burada duyduk. Başbakanın bir daha böyle
bir şeyin asla olmayacağını söylediğini duyduk. En sonunda Kanada’nin
af dilediğini duyduk.
Hayatta kalan cesur insanlar, içler acısı
öykülerini anlatmak yolu ile beyazların üstünlüğüne atfedilen hakimiyet
ve meşruiyeti silip attı. Güce karşı doğruları söylemenin
dayanılmazlığı bir gerçektir.
Bu gün, siyasi bir oyunun ürünü
değildir. Aksine mücadelemizin önemi ve haklılığını gösteren bir
şeydir. Yüzleşmemiz gereken daha bir çok güçlük olduğunu biliyoruz.
Daha verilecek çok kavgalar var.
Bugün burada olan şey, bizlerle
diğer Kanada’lılar arasında başlayacak yeni bir ilişkinin safağına
işaret etmekte. Geçmişi ve bugünüyle biz Kanada kimliğinin ayrılmaz bir
parçasıyız.
Halklarımız, tarihimiz ve mevcudiyetimiz Kanada’nın
özüdur. Bizi kimliğimizden soyma girişimleri bizi derinden yaraladı,
ama bütün Kanadalıları da yaraladi ve bu ulusun karakterini
yoksullaştırdı.
Simdi üstümüze düşen görevlerde tereddüt
etmemeliyiz. Tarihin sunduğu bu açılımdan cesaret alarak birlikte bu
ırkçı kabusa bir son vermek mümkündür. Yatılı okullardan anılarda
kalanlar bazı zamanlar ruhlarımıza zalim bir bıçak gibi saplanmakta. Bu
gün bize bu acıları geride bırakmak icin yardımcı olacak.
Ancak bu,
daha da önemli bir şeyi; bizimle Kanada’nın geri kalan kısmı arasında
saygın, ve böylelikle daha da özgürleştiren bir ilişikiyi işaret
etmektedir!
Birlikte biz, bu ülkenin hakkettiği yüceliğe ulaşmasını
sağlayabiliriz. Bu gün temelleri atılan bu özür bize bir toplumda
halkların serpilip gelişeceği yegane zemin olan herkesin kendi
geleceğini ve kaderini belirleme hakkına sahip olduğunu kayda
bağlamaktadır.
Geleceğin önümüze çıkaracağı zorluklarla yüzleşebilmek için yeni bir ruh ve bakış yakalamalıyız.

Bir zamanlar büyük bir devlet adamının dediği gibi bizler, hepimiz:
“Kader giysisi”nin parçalarıyız. Aramızdaki farklar kan ve renk değil,
ancak bizi bir araya getiren bağlar birbirimizden ayıranlardan çok daha
derindir. “Ümidin ortak yolu” bizi hiç bir sözün, yasanın, ya da meşru
talebin biraraya getiremiyeceği kadar uzlaştırır.
Mücadeleye devam edeceğiz, ama bu defa birlikteyiz. Bugün elimi, karşılıklı anlayış ruhu ile bütün Kanada'ya uzatıyorum...

Hiç yorum yok: