31 Mart 2008 Pazartesi

Haber, bilgi,mesaj ne anlama gelir? - Hürriyet

Haber, bilgi,mesaj ne anlama gelir? - Hürriyet
Bilgi belirsizliğin indirgenmesi olarak tanımlanır; indirgenmenin ne anlama geldiği basit bir örnek ile açıklanabilir.

Bir odada elinde madeni bir para tutan bir muhabir ve bir bilgisayar bulunduğunu düşünelim.Muhabir elindeki parayı atarak her seferinde yazımı turamı geldiğini,bilgisayarla 400km uzaktaki meslektaşına haber olarak bildirsin.Para havada dönerken yazı veya tura gelme olasılıkları aynıdır. İlk sonucun yazı geldiğini düşünelim. Belirsizlikte bir indirgenme olmuş yani,ikiden bire düşmüş ve haber veya genel anlamı ile bilgi kesinleşmiştir.Belirsizlik ikiden bir düşerken muhabir bir bit ölçeğinde bilgi veya haber edinmiştir.

Gaza gelme - Ahmet HAKAN - Hürriyet

Gaza gelme - Ahmet HAKAN - Hürriyet
Türbanı Çankaya’ya çıkarmak" gibi bir hedef, senden kuşku duyanların kuşkularını hafifletmekten çok daha önemli bir hedef haline geldi...

'Kur'an sek içilmez' tartışması - Hürriyet

'Kur'an sek içilmez' tartışması - Hürriyet
Prof. Dr. Filiz, konuşmasının ardından izleyicilerin sorularını yanıtladı. Bu sırada bir katılımcının, “Dinimizi öğrenmek için sadece Kuran-ı Kerim’i kaynak alabilir miyiz?”sorusu üzerine Prof. Dr. Filiz, “Kuran-ı Kerim sek içilmez, yanında başka kaynakları da incelemek gerekir” dedi. Bu yanıta öfkelenen bir katılımcının, “Biz buraya dinimizle ilgili bilgi edinmeye geldik. Ama siz bizi peygamberimizden ve dinden soğuttunuz. Kuran-ı Kerim’in tek başına kaynak olup olmayacağını alkollü bir örnekle açıklayamazsınız” diye tepki gösterince salondaki dinleyiciler arasında tartışmalar çıktı. Tartışmalar büyüyünce de konferansa son verildi.

- Marcos’tan “Paris Komünü’nün 137.yılı” bildirisi Karakutu.com-Kültür Sanat

- Marcos’tan “Paris Komünü’nün 137.yılı” bildirisi Karakutu.com-Kültür Sanat
Yürüyerek ve büyüyerek, Sorarak ve öğrenerek; konuşarak ve dinleyerek, özgürlükten; sonsuz hayattan, sevgiden ve aşktan yana; hayat için ve ölüme karşı, hayatla birlikte, şimdiden; şimdi ve gelecek için!

Yeter Artık! Ya basta!

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'
TERCİH BATI BLOĞU • II. Dünya Savaşı’nın ertesinde, İngiltere, Rusya ve ABD sadece ‘1 Mart 1945’ten önce ortak düşmana savaş ilan etmiş olan’ milletlerin, 25 Nisan 1945-26 Haziran 1945 tarihleri arasında San Francisco’da yapılacak konferansa katılmalarına karar vermişlerdi. Bu konferans Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kuruluş toplantısıydı. CHP iktidarı, alelacele Almanya’ya savaş ilan etti ve San Fransisco masasındaki yerini garantiye aldı. Bu tercihin ardında, kronikleşen ekonomik sorunları aşmak için yabancı kaynağa ihtiyaç duyulması, Sovyetler Birliği’nin Türkiye ile ilgili heveslerine set çekmek, Batı bloğunun desteği ile Ortadoğu’da yeniden var olmak gibi bir dizi neden yatıyordu.

30 Mart 2008 Pazar

Avni Özgürel: Milli Mücadele'nin iç siyaseti



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

29.03.2008 tarihinde Karakutu.com-Kültür Sanat üzerinden, yazan:

Yıllar sonra 'İzmir Suikastı' davası soruşturması sırasında komplonun hazırlayıcılarıyla birlikte tutuklanan ve Atatürk'ü öldürmeye çalışan çeteye mensubu olup olmadığı araştırılan Kazım Karabekir bu mesnetsiz suçlamadan ordunun neredeyse bütün komuta kademesinin sivil elbiseleriyle mahkeme salonuna dinleyici olarak gelmesi ve bunun manasını anlayan Ankara'nın geri adım atmasıyla beraat eder.

Kazım Karabekir'in bu suça iştirak etmiş olabileceği düşüncesiyle soruşturmaya dahil edilmesinde rol oynayanın da, Milli Mücadele'den sonra Mustafa Kemal'in güvenini kazanmaya çalışan İzmir Valiliği görevine getirilmiş olan Kazım Dirik olduğunu söyleyeyim.

Geçim zorluğu çeken Paşa'nın bu mecburiyetler sebebiyle süt ve sebze satışı işine girdiğini yıllar sonra yeniden milletvekili olarak TBMM'ye girdiğini ve Meclis Başkanı seçildiğini de unutmamak gerek.


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

36 yıllık soru - Enis BERBEROĞLU - Hürriyet

36 yıllık soru - Enis BERBEROĞLU - Hürriyet
Parti kapatmayı imkánsız hale getiren Anayasa değişikliği... Neden AKP’ye kapatma davası açılınca hemen hazretlerin akıllarına düştü de... Dört ay önce DTP’ye dava açıldığında düşünülmedi?

Bakın bir sabah uyanıp hidayete varır gibi demokrat olunmaz.

Güncel.Net - Müslüman eşcinsellerin mücadelesi

Güncel.Net - Müslüman eşcinsellerin mücadelesi
İngiltere'de bugün gösterime giren girecen bir film büyük tartışmalar yaratacak gibi. 'A Jihad for Love' (Aşk için Cihad) adlı bu filmde İslam ülkelerindeki eşcinsellerin yaşadığı sorunlar beyazperdeye yansıtılacak.

İngiliz The Times gazetesinde 'A Jihad for Love: Can your faith really kill you?' (Aşk için Cihad: İmanınız sizi gerçekten öldürebilir mi?) başlığıyla ve Tim Teeman imzasıyla yer alan haberde bu filmin Batılı sinema seyiricilerini çok şaşırtacağı bildirildi.

İslami rejimlerde veya İslamın gölgesinde yaşayan gay ve lezbiyenlerin karşılaştığı zorlukları gösteren 'Aşk için Cihad' filmi esas olarak gerçek yaşam öykülerinin bir koleksiyonu olarak oluşturulmuş. Yönetmen Pervez Şarma, gerçek hayattan aldığı sarsıcı bir takım röportajları filme almış.

Londra Lezbiyen ve Gay Filmleri festivalinde bugün gösterime giren olan filmin zamanlaması da ilginç: Mehdi Kazemi davasının tam üstüne geldi. Bilindiği gibi, İngiliz İç İşleri bakanlığında ortaya çıkan uygunsuz ve gerçekten utanç verici bir takım olaylardan sonra Mehdi Kazemi adlı gay bir İranlının İran'a geri gönderilmesi süreci askıya alınmıştı. Gene aynı şekilde İranlı bir lezbiyen olan Piga İmambahşi de İngiltere'ye sığınma hakkı için başvurmuş durumda.

AB HAYATIMIZDA NELERİ DEĞİŞTİRECEK

Sigaraya da AB standartı geliyor
AB’ye uyum çerçevesinde sigara paketlerinin üzerinde bundan böyle sağlık uyarıları yer alacak. Paketlerin üzerindeki “Light” tanımlamaları kaldırılacak.

NTV-MSNBC
Güncelleme: 10:05 TSİ 27 Şubat 2006 Pazartesi

İSTANBUL - Sigara içmek kan akışını yavaşlatır ve cinsel iktidarsızlığa neden olur. Sigara içmek öldürür.Sigara içmek cildin erken yaşlanmasına neden olur. Sigara içenler genç yaşta ölür. Bu türde uyarılar, 1 Ocak 2006’dan itibaren sigara paketlerinde yer almaya başlayacak.
DİĞER HABERLER
• Taksiciler özel eğitimden geçecek
• Çöpleri rastgele atma devri bitiyor
• Trafikte yeni uygulamalar yolda
• AB gürültüyü önemsiyor

Radikal-çevrimiçi / Yaşam / İnsan burnu tehlikenin kokusunu alabiliyor

Radikal-çevrimiçi / Yaşam / İnsan burnu tehlikenin kokusunu alabiliyor
BBC - LONDRA - Bilim insanları insan burnunun kokudaki en küçük değişikliği bile korkuyla ilişkilendirebildiğini söylüyor. Benzer kokuları birbirinden ayırt edemeyen gönüllüler orta şiddette elektrik şoku uygulandıktan sonra kokuları kolaylıkla ayırt etmeyi başardı. ABD, Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Okulu'nun araştırmasında beyin taramaları, beynin koku alan bölümünde değişim oluştuğunu ortaya koydu. Science dergisinde yayımlanan araştırmada iki ayrı ot kokusunu ayırt etmeleri istenen 12 denekten hiçbiri ilk denemede başarılı olmazken elektrik şokundan sonra hepsi iki ayrı kokuyu başarıyla teşhis etti. Ekipten Dr. Wen Li, sonuçların insanın evrimsel olduğunu, çevresel faktörlerdeki en ufak bir değişimi bile hayatta kalma güdüsüyle fark etme konusunda bir kabiliyet geliştirdiğini gösterdiğini söylüyor.

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Uzlaşmanın haysiyetsizleştiği nokta

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Uzlaşmanın haysiyetsizleştiği nokta
Vicdanımın 'emrettiği' yerde duruyorum. Siyaseten 'tercih ettiğim' noktaya çekilmek, AKP'den uzaklaşabilmek için demokrasiye ihtiyacım var.
İşin garibi, siyasi tercihlerimden şüphe ettiğim olmuştur, ama insan denen faninin vicdani tercihlerinden şüphe etme lüksü olmuyor. Tehlike burada başlıyor.

29 Mart 2008 Cumartesi

- ‘Nazi’ gölgesine rağmen Tenten Karakutu.com-Kültür Sanat

- ‘Nazi’ gölgesine rağmen Tenten Karakutu.com-Kültür Sanat
Belçikalı Nazi işbirlikçisi Leon Degrella’nın ölümünden kısa bir süre önce, tüm dünya tarafından sevilen Tenten karakterinin aslında kendisinden ilham alınarak yaratıldığını açıklaması büyük spekülasyonlara neden olmuştu.

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'
Britanya’da bir internet sitesinin üç bin kişi arasında yaptığı soruşturma, halkın önemli bir bölümünün ünlü yazar William Shakespeare’in eski bir kral olduğunu sandığını, üçte birinin ise onu hiç mi hiç tanımadığını ortaya koydu

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'
Türkiye’nin demokrat insanları…
Hangi partiden olursanız olun, hangi görüşü desteklerseniz destekleyin ama tehlikede olanın demokrasi ve özgürlük olduğunu unutmayın.
Ergenekon’u kurtarmak için en akla gelmeyecek isimlerin bile alçaklaşabileceği kritik bir dönemden geçiyoruz.
Gözünüzü darbecilerden ve Ergenekon’dan ayırmayın.
Söz konusu olan, bu ülkenin geleceğidir.

28 Mart 2008 Cuma

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'
Şehirliler “halkın” iktidarını kabul edecek, “halk” da yüzlerce yıl köylerde hapis kalmanın sonucu pek incelmeye imkân bulamamış yaşam tarzını, sanat beğenisini geliştirmeyi yavaş yavaş şehirlilerden öğrenecek.
Bu arada şehirlilere biraz din, biraz gelenek, biraz “doğallık”, biraz da kendine has bir tadı olan alaturkalık öğretecek.

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'Adalet gibi bir etik değeri gerçekleştirmeyi hedefleyen, adalete hizmet anlamını taşıyan bir düzeni oluşturan hukukun bu işlevini yerine getirmesini sağlayan hukukçulardır. Hukukçu bilgi ve vicdan sahibi olmalıdır.

Radikal-çevrimiçi / Politika / AB'den bile daha AB'ci olmak

Radikal-çevrimiçi / Politika / AB'den bile daha AB'ci olmak
AB'den uzak duran bir Türkiye'de otoriter zihniyet, AKP'yi yok etmek ya da sistem içinde eritmek için 1001 imkâna sahiptir. Bunu göremeyen AKP, intihar eder. Ve Türkiye'de birileri de bunu ellerini ovuşturarak seyreder.

27 Mart 2008 Perşembe

İslami kesim, kandil gecelerini tartışıyor - Hürriyet

İslami kesim, kandil gecelerini tartışıyor - Hürriyet DİN'DE REFORMUN İLK ADIMLARI... HA GAYRET
Erhan Aktaş, iddialarını şu sözlerle sürdürüyor: "Bizdeki kutsal yer, gün ve geceleri uyduranlar, insanları inandırmak için yalanlarını peygamber efendimize söyletmişlerdir. Bu konudaki hadislerin tamamı uydurmadır. Bu hadislerin kimine göre Kadir Gecesi ramazanın ilk gecesi, kimine göre son on gecesinin tekli olanları, kimisine göre yirmi yedinci gecesidir. Bir hadiste de Allah’ın bu geceyi önce bildirdiğini, sonra da unutturduğu söylenmektedir. O gece ibadetle geçirenin bütün günahlarının affedileceği, annesinden yeni doğmuş çocuk gibi günahsız hale geleceği ifade edilmektedir. Böyle bir anlayışı Kuran yüzlerce ayette yalanlamaktadır."

26 Mart 2008 Çarşamba

H. Gökhan Özgün - Darbe takvimi



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

25.03.2008 tarihinde Radikal / Köşe Yazarları üzerinden, yazan:

Darbe günü. Darbe günü cuma günüdür. Çünkü darbeler milliyetçidir. Darbelerin yaratacağı büyük ekonomik hasarı hafifletmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmaz.

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

25 Mart 2008 Salı

- Ergenekon’lu, darbeli, AKP’li notlar (1) Karakutu.com-Kültür Sanat

- Ergenekon’lu, darbeli, AKP’li notlar (1) Karakutu.com-Kültür Sanat
Herşey, ‘cahil halk‘ın oylarıyla seçim sandığından çıkan işbirlikçi, yobaz, gerici düzene son vermek içindi.
Herşey, cici demokrasi diye yerin dibine batırdığımız çok partili demokrasinin çanına ot tıkamak içindi.

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'
Lenin’in o çok bilinen klasik sözünü unutmayın:
“Kirli suyla birlikte bebeği de atmayın.”
Size kirli suyu gösterip, bebeği öldürtmek istiyorlar.
Bu oyuna düşer de bebeği öldürürseniz, demokrasiyi ve geleceğimizi öldüreceksiniz.
İyi düşünün.

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Yaradandan ötürü sevmek

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Yaradandan ötürü sevmek
Aslında doğru, HERKES öyle yaparsa mesele kalmaz. Ama HERKES öyle mi sevmeli birbirini? Biz biribirimizi işin içine yaradanı katmadan sevemez miyiz? Hepimiz Müslüman, hepimiz Allah inancıyla dolu mu olmalıyız birbirimizi sevmek için?

- Laiklik bir 'Yaşam Tarzı' mıdır? Karakutu.com-Kültür Sanat

- Laiklik bir 'Yaşam Tarzı' mıdır? Karakutu.com-Kültür Sanat
Bu durumda, Laikliği bir yaşam tarzı olarak tanımlamanın doğru bir tanım olup olmadığının sorunlu olduğunu düşünüyorum. Laikliğin bir yaşam tarzı olarak dokunulmazlığından söz etmek, Davison'un sözünü ettiği 'kontrolcü' Laikliğin başka biçimde dilegetirilmesinden öte bir şey değildir. Laiklik, yaşam tarzını 'kontrol' edecekse, bunun anlamı 'dini bir kişisel inanç ve ibadet sistemi'ne dönüştürme projesiyle çelişmeyecek midir?

- Karakutu'dan çağrı: Cehennem yoksa hep beraber Kapitalist olalım! Karakutu.com-Kültür Sanat

- Karakutu'dan çağrı: Cehennem yoksa hep beraber Kapitalist olalım! Karakutu.com-Kültür Sanat
CENNET DE YOKTUR

Cehennem tanımının ilk kez Ortaçağ’da yapıldığını kaydeden papaz Jacob Holm, "Tanrı bize sonsuz sevgisini bağışladığı için cehenneme göndermez" dedi.

24 Mart 2008 Pazartesi

PEMBE KURDELA

Orta yaşlı ve düzgün giyimli bir adam sessizce kafeye girerek köşedeki
masaya oturur. Garsona sipariş vermek için beklerken yan masadaki
gençlerin kendisine bakarak gülüştüklerini fark eder. Belli ki yakasına
taktığı küçük pembe kurdele şeklindeki Rozetine gülmektedirler Bu alaylı
bakışları görmezden gelen adam, yan masadakilerin bu ısrarlı sırıtmalarına
dayanamayarak elini lacivert ceketinin yakasındaki rozete götürerek, 'Bu
mu?' diye bakışanlara sorar. Yan masadakiler yüksek sesle gülerek,
'Küçük güzel Pembe kurdeleniz lacivert ceketinize pek de yakışmış!' Diyerek
sırıtmaya devam ederler. Orta yaşlı adam bu sözü söyleyen delikanlıya
dönerek, Lütfen masama buyurun bunu tartışalım' der Biraz önce tüm
sevimsizliğiyle sırıtan delikanlı Sebebini anlamadığı bir utanma ve
sıkıntı hissine kapılsa da Gelip masaya oturur. Adam anlaşılır ve yumuşak
bir sesle, 'Bu Rozet tüm dünyada, içinde olduğumuz ayda, kadınların
arasında meme kanseri bilincini yaygınlaştırmayı ifade ediyor. Ben bu
rozeti annemin adına takıyorum' der. Bu açıklama karşısında başkalaşan
delikanlı, 'Çok üzüldüm, anneniz meme kanserinden mi öldü' diye sorar.
Hayır' diye cevap verir orta yaşlı adam ve devam eder: Annem sağ. Küçük
bir çocukken kendimi yalnız hissettiğim korkulu anlarımda her zaman
başımı saklayabileceğim ve huzur bulacağım yumuşak bir yuvadır annemin memeleri.
Annemin sağlığı için dua ediyorum. Hımmm' diye kekeler delikanlı. 'Bu
rozeti karım için takıyorum' diye devam eder orta yaşlı adam. Karınız da
herhalde iyi' diye sorar delikanlı. 'Evet, evet' der adam Karım benim
için aşk ve sevgi kaynağı olmuştur her zaman. 23 yıl önce sevgili kızımızı
beslemiştir memesiyle. Karımın sağlığı için Allah'a şükrediyorum.'
Sanırım kızı nızın sağlığı için de takıyorsunuz? Hayır... Kızımı bir ay önce meme
kanseri nedeniyle kaybettik. Yaşının çok genç olduğunu düşünerek ihmal
etmiş memesinde fark ettiği kitleyi. Bu nedenle geç kaldık.'Genç
delikanlı, yüzündeki utangaç ve üzüntülü bir ifadeyle, 'Çok üzgünüm
bayım. Özür dilerim' der... Orta yaşlı adam 'Kızımın anısına öğünerek takıyorum
Bu küçük pembe kurdeleyi. Bu sayede çevremdekileri de aydınlatabiliyorum.
Şimdi evine git, karınla, kızınla, annenle konuş' deyip cebinden çıkardığı
küçük pembe kurdele rozetini uzatırken, delikanlı öne eğilir ve Yardım
edebilir misiniz?' diye mahcup mahcup sorar. Bu öyküyü Türkiye Meme
Vakfı'ndan Dr. Can Gürbüz gönderdi. Öykünün altına bir de not düşmüş:
'Bir mumun, diğer mumu yakarak Aydınlatmasıyla kaybedeceği hiçbir şey
yoktur.. Lütfen bu hikâyeyi Yayarak diğer mumları da aydınlatın... Tüm aydınlıklar kadınların olsun...'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'
Ermeni mallarını kimler aldı?
ASKER MİLLET . Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan itibaren Müslüman-Türk unsurlar kendilerine sadece çiftçiliği ve askerliği yakıştırmışlar, gayrı Müslimleri ise 1856’ya kadar ‘cizye’ (baş veya kelle vergisi) ile, 1909’a kadar ‘bedel-i askerî’, 1914’ten sonra ise ‘amele taburları’ gibi uygulamalarla askerlik dışında tutmuşlardı. Gayrı Müslimler de başka yolları kalmadığı için ticaret ve zanaata yönelmişlerdi. 18. yüzyıldan itibaren askeri alanda bir dizi başarısızlık sonucu durumları giderek kötüleşen Müslüman-Türk kesim gözlerini değişen dünya koşullara ayak uydurarak zenginleşen gayri Müslimlerin servetlerine dikti. İttihatçıların ‘Milli İktisat’ adıyla kamufle ettiği servet transferinin ilk uygulaması 1913-1914’te Ege’de yapıldı.

- Bu, burada bitmez... Karakutu.com-Kültür Sanat

- Bu, burada bitmez... Karakutu.com-Kültür Sanat
Artık ne olacaksa olacak.
Büyük sancılar yaşanacak.
İttihatçılığın son uzantıları devletten temizlenecek.
Devlet, hukuka ve demokrasiye uygun bir biçimde yeniden örgütlenecek.
Öyle cinayete göz yuman bir devlet yapısı da, kadrosu da kalmayacak.
Bu yeni yapılanmada siyasetin de ciddi bir sarsıntıdan geçeceğini sanıyorum.
“Yarım demokratların” en ilerici gözüktüğü siyasi tabloya gerçekten demokrat olan yeni partilerin de ekleneceğini tahmin etmek çok zor değil gibi geliyor bana.
Her şey değişecek kısacası.
Ama değişim belalı iştir.
Herkesin çok dikkatli olması gereken günler bunlar.
Tarih: 24.03.2008 Saat: 06:11 Gönderen: karakutu



Ergenekon Operasyonu’nda gözaltına alınanlardan birinin bilgisayarında Ak Parti hakkındaki kapatma iddianamesinin nüshası bulundu. Nüshanın bilgisayardaki tarihi, kapatma davasından iki gün önceye denk gelmesi kuşkuları artırdı

Ergenekon Operasyonu kapsamında önceki gün gözaltına alınan bir kişinin bilgisayarında Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından Ak Parti’nin kapatılmasına ilişkin hazırladığı iddianamenin nüshası bulundu. İddianame nüshanın bilgisayarda bulunduğu tarihin, kapatma davasından iki gün önceye denk olması dikkat çekti. Hatırlanacağı gibi Ak Parti hakkında 14 Mart 2008 tarihinde kapatma davası açılmıştı.



İDDİANAME ÖNCE AÇIKLANDI

Ergenekon soruşturması kapsamında göz altına alınan İşçi Partisi Genel Başkanı ve Aydınlık Dergisi Başyazarı Doğu Perinçek’in avukatı aracılığıyla dün basına yaptığı “Savcı Zekeriya Öz, Aydınlık’ın bundan sonraki sayısında yer alacak haberleri sekiz polisin önünde ağzından kaçırdı. ‘Sizi izliyoruz’ dedi. O çalışma, telefonlarda konuşulmamıştı. Aydınlık ve Ulusal Kanal’ın duvarlardan kanunsuz olarak izlendiği görülüyor ve savcı suç işlemeye devam ediyor” açıklaması ile merak uyandıran Aydınlık Dergisi bugün bayilerde. Aydınlık bu hafata “Bop eşbaşkanı bu tertibin altında kalacaktır” başlığı ile Ergenekon soruşturmasını kapak konusu yaptı Derginin Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk’un göz altına alınması ve dergide yapılan baskını da fotoğraflarla haberleştiren dergide ilginç iddialar yer aldı. Bir emniyet yetkilisinin açıklamalarına dayandırılan habere göre, Ergenekon Ak Parti’ye açılan davayı önlemek için yapılmıştı. Adı açıklanmayan emniyet yetkilisi “Ak Parti hakkında bir kapatma davası açılacağı önceden biliniyordu. Operasyon, kapatma davasını önlemek için yapıldı. Yüksek yargıya kadar uzatılacaktı. Ondan sonra iddianame yazılsa bile ‘Bunlar aynı çetenin elemanları’ denilerek iddialar kamuoyunda gözden düşürülmeye çalışılacaktı. Ama başaramadılar. İddianame, beklediklerinden önce açıklandı” dedi. Emniyet yetkilisi, Yargıtay başsavcılarının Ak Parti ile ilgili delil toplamaya başlamasının 2003 yılına uzandığını ve aynı yönde çalışan iki savcının daha bulunduğunu söyledi.

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Kapatma davası, laik yapının çıplak darbesi

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Kapatma davası, laik yapının çıplak darbesi
Türkiye'nin zorlu AB üyeliği süreci, Avrupa yanlısı yeni-İslamcı AKP'yle, kendisini Avrupalı sayan ama AKP'yi meşru veya gayrımeşru yollardan devirmeyi kafasına koymuş görünen laik yapının güç savaşıyla gölgeleniyor. Partiyi kapatma çabası, iktidarı elde edemeyenlerin açık bir darbesi

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Şeriat girişimi AKP'nin işine gelmez

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Şeriat girişimi AKP'nin işine gelmez
'Laikliği aşındırma' suçlamasıyla AKP'ye açılan dava, 1982 Anayasası'ndaki otoriter laiklik tarifine dayanıyor. AKP'nin şeriat istediği iddiası da temelsiz. AKP gerçek gücünü demokratik seçime verdiği destekten alıyor, herhangi bir şeriat girişimi birçok seçmeni partiden uzaklaştırır

23 Mart 2008 Pazar

PADİŞAH ve KÖYLÜ

Çok soguk bir kıs günü padisah, tebdil-i kıyafet gezmeye

karar vermis. Yanına basvezirini alıp yola çıkmıs. Bir dere kenarında

çalısan yaslı bir adam görmüsler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormus.
Padisah, ihtiyarı selamlamıs:

"Selamunaleykum ey pir'i fani..."

"Aleykumselam ey serdar'i cihan..."

Padisah sormus: "Altılarda ne yaptın?"

"Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..."

Padisah gene sormus: "Geceleri kalkmadın mı?"

"Kalktık... Lakin, ellere yaradı..."

Padisah gülmüs: "Bir kaz göndersem yolar mısın?"

"Hem de ciyaklatmadan..."

Padisahla basvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuslar.

Padisah basvezire dönmüs:

"Ne konustugumuzu anladın mı?"

"Hayır padisahım..."

Padisah sinirlenmis:

"Bu aksama kadar ne konustugumuzu anlamazsan kelleni alırım."

Korkuya kapılan basvezir, padisahı saraya bıraktıktan sonra

telasla dere kenarına dönmüs. Bakmıs adam hala orada çalısıyor.

"Ne konustunuz siz padisahla..."

Adam, basveziri söyle bir süzmüs: "Kusura bakma. Bedava

söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."

Basvezir, yüz altın vermis. "Sen padisahı, serdar-ı cihan,

diye selamladın. Nereden anladın padisah oldugunu."

"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padisahtan baskas giyemezdi."

Vezir kafasını kasımıs."Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?..."

Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almıs.

"Padisah, altı aylık yaz döneminde çalısmadın mı ki, kıs günü çalısıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz degil, altı ay da kıs çalısmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."

Vezir bir soru daha sormus... "Geceleri kalkmadın mı ne demek?"

Adam bir yüz altın daha almıs.

"Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, baskasına yaradılar, dedim..."

Vezir gene kafasını sallamıs. "Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek..."

Adam gülmüs.

"Onu da sen bul..."

Bir türlü bitmeyen bir kâbus tefrikası



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

22.03.2008 tarihinde Karakutu.com-Kültür Sanat üzerinden, yazan:

12 Mart'ta bendenizi de bir sabah vakti evden alıp Selimiye Kışlası'na getirmişler, kapısının üstünde "Sorgu odası" diye yazılı, yatağı da bulunan büyükçe bir odaya tıkmışlardı.
2 hafta boyunca her gece, odadaki hoparlörlerden sabaha dek işkence sesleri dinletmişlerdi.


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / İlhan Selçuk ve hukuk

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / İlhan Selçuk ve hukuk
Artık hukukun zerresi olmayan bir ülkede hukuk varmış oyununu oynamak istemiyorum. Bu ülkede hukuk yok. Nokta. Birtakım kanunlar elbette var. O kadar. Kanunlar Hammurabi'den beri var.

22 Mart 2008 Cumartesi

"KAPATTIRMAYIN"

"KAPATTIRMAYIN"
Protestoculardan AKP'ye itaatsizlik çağrısı
22.03.2008 15:06:01

Kendilerini "Genç Siviller" olarak tanımlayan bir grup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kapatma istemi konusunda, AK Parti'ye "davaya ilişkin savunma yapılmaması ve sivil itaatsizlik" çağrısında bulundu.

AK Parti Genel Merkezi önünde toplanan gruptakiler, "Onlar sizi kapatmadan siz onları kapatın", "Savunma yapma, sivil itaatsizlik yap", "Tek parti olsun temiz olsun" yazılı dövizler açtılar.

Gruptakiler adına açıklama yapan Gülsüm Çelebi, AK Parti'nin, kapatılma istemine ilişkin davada "savunma yapmaması gerektiğini" ifade ederek, "Yapılacak ilk şeyin meşru olmayan bu davanın bir parçası olmayı reddetmek ve sivil itaatsizlikte bulunmak" olduğunu öne sürdü. "Savunma yapmanın yıllar sonra geri dönen saltanatı, iki dudak arasındaki adaleti kabul etmek" anlamına geleceğini öne süren Çelebi, bu nedenle AK Parti'nin "cesaretli adımlar atması ve bir an önce sivil anayasa yapması gerektiğini" söyledi.

Radikal-çevrimiçi / Yaşam / Ergenekon Çocukları

Radikal-çevrimiçi / Yaşam / Ergenekon Çocukları
Şöyle demişti Ünlütürk 'Ergenekon, hükümetlerin de Genelkurmay'ın da bürokrasinin de üzerinde bir örgüttür. 27 Mayıs'tan sonra CIA, Pentagon tarafından kurdurulmuştur. Özellikle Amerika'da kontrgerilla eğitimi almış, kurslardan geçmiş generallerin bir bölümü 'VATANI KURTARIYORUZ' düşüncesiyle bu örgütte yer alırlar.

Radikal-çevrimiçi / Ekonomi / 'Devlet Partisi'nin (?) gizli gündemi

Radikal-çevrimiçi / Ekonomi / 'Devlet Partisi'nin (?) gizli gündemi
Durum, bizim toplum olarak ne istediğimizi bilen ya da ne istememiz gerektiğini bize söyleyen otoriter bir devlet partisi ve onun gündemiyle demokrasi arasında bir seçim yapma durumudur. Demokrasiyle, laiklikle sorunu olduğunu düşündüğümüz bir siyasi parti arasında değil

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Hıristiyanlık, İslam ve laiklik

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Hıristiyanlık, İslam ve laiklik
"Laiklik Hıristiyanlığa özgüdür, Müslümanlık'ta mümkün değil, olmaz" diyenlerin ileri sürdükleri üçüncü sav şudur: Hz. Muhammed bir peygamber olduğu kadar bir devlet adamıydı, ilk İslam devletini kurdu ve yönetti. Din ve devlet onun şahsında birleşti

21 Mart 2008 Cuma

- Son büyük hesaplaşma Karakutu.com-Kültür Sanat

- Son büyük hesaplaşma Karakutu.com-Kültür Sanat
27 Nisan muhtırası ve AKP’yi kapatma girişimi bu direnişin parçaları.
Eski yapıyı sürdürme çabaları.
Zamanın dizginlerini ellerinden kaçırdıklarını hissettiklerinde daha sert hamleler de yapabilirler.

- Zvi Barel: Laikler sonuna dek savaşmaya kararlı Karakutu.com-Kültür Sanat

- Zvi Barel: Laikler sonuna dek savaşmaya kararlı Karakutu.com-Kültür Sanat
Erdoğan İsrail'i oransız güç kullanmakla suçladı. Türkiye PKK'lı Kürt asilerle çatışmalarında kullandığı gücün oransız olup olmadığından her zaman emin oluyor mu? Cevap verilirken her daim kullanılan klişeleri biliyoruz -PKK ve Taliban terör örgütleri, fakat Filistinliler ve Hamas değil. Peki Kudüs'teki o okulda okuyan öğrencileri PKK ve Taliban mı öldürdü? Onlarca başka İsrailli çocuğu kim öldürdü? Erdoğan'ın ve dinsel bağlantıları bulunan Türklerin büyük kısmının seçici hoşgörüsünü gayet iyi biliyoruz."

Sonra Oturup Ağlamasınlar... - Hürriyet

Sonra Oturup Ağlamasınlar... - Hürriyet
İşte İlhan Selçuk'un gözaltına alınmasına neden gösterilen köşe yazısı...

20 Mart 2008 Perşembe

ATV - Kaliteden Ödün Vermeden Zirvede

ATV - Kaliteden Ödün Vermeden Zirvede: "'Hiçbir İslami parti AKP kadar batı yanlısı değil'"

"TÜRKİYE UZUN BİR İSTİKRARSIZLIK SÜRECİNE İTİLEBİLİR"

- Ayşe Hür: Rejim elden gidiyor, darbe yapalım! Karakutu.com-Kültür Sanat

- Ayşe Hür: Rejim elden gidiyor, darbe yapalım! Karakutu.com-Kültür Sanat
Bu kızgınlıkla 1954-1955’te ordu içinde tam yedi gizli örgüt kuruldu. Bunların en önemlisi Tuzla Uçaksavar Okulu’ndan arkadaş olan Dündar Seyhan ve Orhan Kabibay’ın kurduğu örgüttü. Bu ekip, 1956’da Yıldız Harp Akademisi mensupları ile Atatürkçüler Cemiyeti’ni kurdu. O sırada Ankara’da Talat Aydemir ve ekibi ile Sadi Koçaş ve Kenan Esengil’den oluşan iki grup kendi çevrelerini örgütlemekle meşguldüler. Üst kademeler ise ya uyuyordu, ya da bunlara göz yumuyordu.

19 Mart 2008 Çarşamba

TİNSEL KÜLTÜRLE CUMHURİYETÇİLERİN ÇEKİŞMESİ

CUMHURİYETÇİLERLE AYDINLANMACILARIN KAVGASI

Birinci paylaşım savaşından sonra Osmanlı,sanayisini geliştiremeden çıkınca;toplumsal dönüşüm ve aydınlanmasını gerçekleştiremedi.
Oysa batı bunu 18. yüzyılda tamamlamıştı. Nasıl yaptı? Devlet yönetimini kilisnin elinden alarak sivil yönetime, dünyevi düşüncelere
ve kurallara bıraktı.
Türkiye ulusal kurtuluş savaşı sonrasında, cumhuriyeti ilan ederek osmanlıya son verdi ve laik düzene geçti.
Ancak bir sorun vardı; Terk edilen tinsel devlet yönetiminin yerini dünyevi yönetim aldı, ancak toplumsal dönüşüm gerçekleştirilmemişti.
Yani toplumun dinsel kültürel yaşamı aynen cumhuriyet yönetimi tarafından devam ettirildi.
Bu sorunu bu gün hala yaşamaktayız. Batının 18.yüzyılda gerçekleştirdiği aydınlanmayı biz bu gün hala gerçekleştirimedik.
Nedir aydınlanma; felsefi,dinsel, kültürel dönüşüm.
1920 yıllardaki toplum ve sivil hareket tarafından cumhuriyet gerçekleştirilmiş olsaydı bu gün yaşadığımız;başörtüsü,zorunlu din dersi,
parti kapatmalarını yaşamayacaktık.
-Acilen dinde rönasans gerekli.
-Bireysel özgürlükler gerekli.
-Militan laiklikde de dönüşüm gerekli.
Eğemen Bağış boşuna demiyor "kapatılırsak oylarımız yüzde 62 olur" diye.
Açılımı şu: Türkiye nüfusunun yüzde 36'sı kent varoşlarında yaşıyor.Yüzde 26'sı da köylerde yaşıyor. Gelişimini ve dönüşümünü tamamlamamış bu topluluk;
geneleksel kültürle yaşıyor. Yani dinsel kültürle yaşıyorlar. Modern ve aydınlanmadan, bireysel özgürlük tutkularını yaşamadan, dinsel yönetilmek istiyorlar.
İşte burada militan laiklik devreye giriyor. O da modern dönüşümün tamamlamadığından parti kapatıyor.


Referans - Yarının Habercisi | Liberalizm sizlere ömür

Referans - Yarının Habercisi | Liberalizm sizlere ömür
Aşırı düzenlemeler yapıldı

Karşı görüşler: İngiltere ve ABD, kalkınma dönemlerinde serbestleşmeye değil tam tersine, aşırı düzenlemelere yer vermişlerdir. Örnek: 18. yüzyılda İngiltere, Hollanda ve Belçika'nın sanayideki üstünlüğüne meydan okumak için ithalatı kısıtlayıcı, ihracatı zorlayıcı önlemler almıştır. 19. yüzyılda özellikle 1945'lere kadar dünyanın en çok korunan ve en kapalı ekonomisi ABD ekonomisidir. ABD aynı zamanda bebek sanayileri koruma stratejisinin de anavatanıdır. Gelişmekte olan ülkelere gelince. Neredeyse tamamı 1980 öncesi korumacı dönemde daha başarılı olmuş, iddia edildiğinin tam aksine 1980 sonrası dayatılan neoliberal uygulamalarla devam eden bir kriz döngüsüne girmişlerdir.

Referans - Yarının Habercisi | Devlet, hükümete 'Hop' dedi

Referans - Yarının Habercisi | Devlet, hükümete 'Hop' dedi

CNN TÜRK.com - Haberler - Türkiye - "AKP kapatılırsa oy oranı yüzde 62 olur" - 19 Mart, 2008

CNN TÜRK.com - Haberler - Türkiye - "AKP kapatılırsa oy oranı yüzde 62 olur" - 19 Mart, 2008
DOGRU SÖYLÜYOR EGEMEN BAĞIŞ:
"NÜFUSUN YÜZDE 26'SI KÖYLERDE YAŞAYANLAR,
YÜZDE 36'SI DA ŞEHİR VAROŞLARINDA YAŞAYAN KÖYLÜLER."

Radikal-çevrimiçi / Politika / Taraf olanların dikkatine

Radikal-çevrimiçi / Politika / Taraf olanların dikkatine
Liberal aydınlar yabancı madde değildir. 'Batı'nın Türkiye'ye sızmaması gereken kötü yanlarından' biri değildir. AKP'yle liberallerin ittifakı bir 'iktidar' ittifakı değil, bir 'kurtuluş' ittifakıdır.

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Hedefte sapma ve çözüm

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Hedefte sapma ve çözüm
Çözüm bellidir. Partiler yerine, onların ve özgürlükçü rejimin mezar kazıcısı olan bu 12 Eylül ürünü, demokrasi özürlü, çağ dışı yasayı tez elden mezara gömmek ya da en azından kökten değiştirmek.
Dava vesilesiyle bu fırsat yakalanmıştır. Ulusal iradenin temsilcileri, bu fırsatı zafere dönüştürmeli, egemenliği halk adına kullanabildiklerini kanıtlamalıdırlar

17 Mart 2008 Pazartesi

Mülkiyeliyim, yakışıklıyım, üstelik Cumhuriyet okuruyum!



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

17.03.2008 tarihinde Karakutu.com-Kültür Sanat üzerinden, yazan:

"Gülünesi şeylere şahit olup nasıl ciddi yazı yazarım?" diye dertlenen yazının mürekkebi bile kurumadan, güüüm, buyrunuz: Türk seçmeninden yarısının kalbini incitmekten çekinmeyen Savcı Beyimiz, "Global sermaye aktörlerinin canı sıkılmasın, hafta sonu borsa tepetakla aşağı yuvarlanmasın" diye olsa gerek, bir ince fikirlilik gösterip iddianâme-muhtırasını cuma mesai saatinin bitimine denk getirince, bir duygu insanı olarak gözyaşlarımı zaptedemedim; bir güzel ağlayıp sâkinleştikten sonra, "Ey Globalizm, nelere kadirsin!" diye derin düşüncelere daldım; uyumuşum.

Ertesi sabah ilk iş, hiç yapmadığım bir şey yaptım; gazete bayiine, "Ver bir Cumhuriyet; damardan olsun" dedim. Gazeteci, "abi, sen de mi?" dercesine baktı; "boşver bi kerecikten bi şey olmaz" dedim.


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

İttihatçı kafası



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

17.03.2008 tarihinde Karakutu.com-Kültür Sanat üzerinden, yazan:

Arkadan nasıl bir "kaos" geleceğini, ne müthiş bir kargaşa, nasıl korkunç bir boşluk doğacağını hiçbiri düşünmüyor.
"Kaç partiyi kaç kere kapattınız da ne oldu?" sorusunun yorucu gerçeği de vız geliyor olmalı.
Laikliği kurtaralım, gerisi kolay... Hükümeti devirelim, gerisi kolay...
Yerine koyabilecekleri hiçbir örgüt, lider, ya da program yok.
1908 yılında da yoktu... El yordamıyla buldular... 1923 yılında da yoktu... Zart zurtla buldular...


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Devlete dokunun...



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

17.03.2008 tarihinde Karakutu.com-Kültür Sanat üzerinden, yazan:

Bu ülkede, Danıştay'ın başsavcısı "darbeyi" öven bir konuşma yapabiliyor.

"Darbe" bir anayasal suçtur.

Suçu övmek de suçtur.

Başsavcı yargılanıyor mu?

Hayır.

Başsavcı görevinden uzaklaştırılıyor mu?

Hayır.


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

- Tehlikeli sorular, 'tehlikeli ilişkiler' Karakutu.com-Kültür Sanat

- Tehlikeli sorular, 'tehlikeli ilişkiler' Karakutu.com-Kültür Sanat
AKP kapandıktan sonra en aşağı beş yıllığına seçimleri erteletecek bir başka plan daha olması gerekiyor akıllarında.

Milliyet İnternet haber, finans, spor, astroloji, sağlık, hava durumu, sinema, televizyon, video, tatil, galeri, emlak, araba, seri ilan sitesi

Milliyet İnternet haber, finans, spor, astroloji, sağlık, hava durumu, sinema, televizyon, video, tatil, galeri, emlak, araba, seri ilan sitesi

16 Mart 2008 Pazar

MONOLOG adlı kullanıcının Picasa Web Albümünü OGLUMUN NİKAHI görüntüleme daveti

MONOLOG adlı kullanıcının fotoğraf albümünü görüntülemeye davet edildiniz: OGLUMUN NİKAHI
OGLUMUN NİKAHI
01.Ağu.2007
MONOLOG tarafından
Bu e-postayı görüntülemekte sorun yaşıyorsanız, aşağıdakini tarayıcınıza kopyalayıp yapıştırın:
http://picasaweb.google.com/musas45/OGLUMUNNKAHI?authkey=bEGRoErlicY
Fotoğraflarınızı paylaşmak veya arkadaşlarınız fotoğraf paylaştığında size bildirilmesi için kendi ücretsiz Picasa Web Albümleri hesabınızı oluşturun.

- Sarı saçlı, mavi gözlü kimse var mı elinizde? Karakutu.com-Kültür Sanat

- Sarı saçlı, mavi gözlü kimse var mı elinizde? Karakutu.com-Kültür Sanat
"Fakir ama onurlu" bir ülke olalım. "Otuzlu yıllara" dönelim.
Yabancı sermaye kaçsın, döviz fırlasın, yokluklar darlıklar başlasın, mutluluk duyalım.

- Umur Talu: 16 Mart'tan 16 Mart'a Karakutu.com-Kültür Sanat

- Umur Talu: 16 Mart'tan 16 Mart'a Karakutu.com-Kültür Sanat
Kimimiz açısından durum şu:
Ne Başbakan'ın, toplumsal tepki, hak ve eylemleri kanunsuzlukla suçlamamayı öğrenmesini, ne fazla iktidarcı medyanın "demokrasi" derken, o eylemleri minicik haber halinde Başbakan'ın altında ezmemeyi bellemesini bekleyeceğiz.

H. Gökhan Özgün - Abdurrahman



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

15.03.2008 tarihinde Radikal / Köşe Yazarları üzerinden, yazan:

Biz milyonlarca insan, yazıyoruz, çiziyoruz, konuşuyoruz. Hatta zaman zaman düşünebiliyoruz bile. Tartışıyoruz, oy veriyoruz, tavır alıyoruz.

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

- A.Ömer Türkeş: Serseri filozoflar - Yolda Karakutu.com-Kültür Sanat

- A.Ömer Türkeş: Serseri filozoflar - Yolda Karakutu.com-Kültür Sanat
"Tişörtlerimizi fora edip yarı çıplak ormana daldık. Ne bina ne bir şey, kayıp bir orman, kilometrelerce, gitgide alçalan zemin, gitgide ısınan hava, gitgide artan böcek çığlıkları, gitgide yükselen bitki örtüsü, alışana, hatta hoşlanmaya başlayana kadar gitgide keskinleşen ve yoğunlaşan o koku."

15 Mart 2008 Cumartesi

Glucksmann’giller ve Mayıs 68

Glucksmann’giller ve Mayıs 68
Kırk yıl önce, kendisini Stalin çizgisinde görüyormuş Glucksmann. Bunu, Maoculuk dönemi izledi. Bir parça Sartre uydusuydu sanırım. Ardından, neredeyse De Gaule özlemiyle tutuşanlara yaklaştı. Son, başkanlık seçiminde, Sarkozy’nin yanıbaşındaymış, izlememiştim: Meğer elini taşın altına sokmuş.

Book Crossing

Amerika'da yeni bir moda cikmis: Birtakim mechul kisiler,
kamuya acik yerlere birtakim kitaplar birakiyorlarmis.
Diyelim bir parka gidip bir banka oturuyorsun,
bankta bir kitapla karsilasiyorsun.
Mahallede yasayan bircok kadinin ortaklasa kullandigi
'camasir yikama merkezine' gidiyorsun, makinelerden
birinin ustunde bir kitap. Trene biniyorsun, aa,koltugunda
bir kitap bulunuyor. 'Marketten' alisveris ederken elini atiyorsun,
birisi biskuvi paketleriyle cips paketlerinin arasina bir kitap
yerlestirmis.
Telefon kulubesine giriyorsun, telefonun yaninda bir
kitap... Define bulmak gibi!
Roman, siir, oyku, deneme, artik bahtina ne
cikarsa...

Bu moda Italya'da ve Fransa'da da yayilmakta.
Kitabi birakan kisi kimligini gizli tutuyor,
kitabin parasini da helal ediyor. Tek
ricasi var, siz de okuduktan sonra buna benzer
bir yere birakin da baskalari da yararlansinlar.
Fakat bunu baslatan kisi belli:

Ron Hornbaker adinda, Missouri eyaletinden bir
bilgisayarci.

Bu olaya 'BookCrossing' deniyormus. 'Kitap
gezdirme' diye mi tercume edelim..
Fransa' da boyle 'crossing' yapan dokuz bin
kisi varmis daha simdiden, ortalikta dolasan serseri kitap sayisi
da on bini gecmis...

Bu nedir biliyor musunuz arkadaslar? Bu bir cesit
'okuma ve okutma kampanyasidir' .
Paylasmaktir Ve basli basina bir projedir.


'LONDRA'DAKI UYGULAMA TURKBUKU'NDE DE BASLAMIS,
Turkbuku'nde plajdayim. Bir baktim, yattigim yerde bir
kitap var.. Adi,'Yildizli, yagmurlu geceler'.. 'Ah,
biri unutmus' derken, kapagini acip icine bakmak istedim ve beni
sasirtan bir yazi gordum;

'Ben bu kitabi severek okudum. Ve bitirdigim
yerde birakiyorum. Sizin de seveceginize eminim.
Severseniz okuyun, sevmezseniz
aynen buldugunuz yerde birakin. Okursaniz,
numara verdikten sonra sizde oldugunuz yerde birakin
lutfen.. 03 / 2005 Turkbuku..'

03.. Ucuncu kisinin bu kitabi biraktigini
belirtiyormus. . Diger iki kisiden
biri Istanbul'da birakmis, digeri ise Bodrum'da
birakmis.. Ben aldim kitabi Istanbul'a geldim ve hala okuyorum.
Bitirince ben de '04've nerede okumussam
yazip birakacagim. . Megerse bu yeni adetmis..
Ozellikle Londra'da cok yayginmis. Parklarda birakiyorlarmis
okuduklari
kitaplari insanlar. Londra'da birakilan bir kitap Kuzey à rlanda'dan
cikmis.. Bakalim benim birakacagim kitap nereden cikacak?

Elinizdeki kitabi buldugunuz ilk noktaya birakmadan once

http://www.bookcrossing.com/

sitesini incelemenizi tavsiye ederim. Siteye
girince 2.5 milyon kitabin hala dolasmakta oldugunu goreceksiniz.

Amaclari tum dunyayi bir kutuphaneye cevirmek!!!
Kitaba bir etiket aliniyor, sisteme kitapla ilgili bir takim
giriliyor, bu etiket uzerinde ise bulana kitabin BookCrossing
eylemi icersinde birakildigi, eger ulasim imkani
var ise sisteme bulunma ile ilgili ve eger el
degistirecekse bir sonra birakilacagi durak..
vs ile ilgili bilgiler veriliyor. Bu sayede kitabinizi
takip edebiliyorsunuz.

Fw: [arataer_hukuk_m.g] Evlenme Teklifi(Fıkra))))

 

From: cemal@56
Sent: Thursday, March 13, 2008 8:03 AM
Subject: [arataer_hukuk_m.g] Evlenme Teklifi(Fıkra))))

EVLENME TEKLİFİ

 

Bir gece.. Genç kız evine biraz üzgün dönmüştü...

Annesine;

"Bir saat önce Kemal evlenme teklif etti" dedi...

Annesi;

"Peki, neden böyle üzgün duruyorsun o zaman?" diye sordu...

"Adamın ateist olduğunu itiraf etti. Anne.. Cehennemin varlığını bile

inkar  ediyor"...

Annesi cevap verdi...

"Sen yine de evlen kızım... İkimizin arasında kalsın... Nasıl olsa kısa

zamanda yanıldığını ispatlarız biz ona".

(Vay adamın haline.)



--
cemal56@gmail.com
  

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Yasam, Paylasmakla Daha Guzel.
Turkiye 'nin En Kalabalik Hukuk, Kultur ve Sanat Portallarindan
ARATAER_HUKUK_KULTUR_SANAT_PORTALI'na Hosgeldiniz.
Uyelik icin: arataer_hukuk__kultur_sanat_portali-subscribe@googlegroups.com adresine bos bir e-posta gondermeniz ve adresinize gelecek mesaji onaylamaniz ya da ar_ataer@hotmail.com adresine 'UYELIK' konulu mail atmaniz yeterlidir.
Gubumuza mail atin: arataer_hukuk__kultur_sanat_portali@googlegroups.com
Uyelikten Ayrilmak icin arataer_hukuk__kultur_sanat_portali-unsubscribe@googlegroups.com adresine bos bir e-posta gondermeniz ve adresinize gelecek mesaji onaylamaniz yeterlidir.
Daha fazla secenek icin, http://groups.google.com/group/arataer_hukuk__kultur_sanat_portali?hl=tr adresinde bu grubu ziyaret edin.
Ulkemizin Kalkinmasi icin Lutfen Yerli Mali Kullanalim;
Yasama SIMSIKI Sarilmak icin,
Trafik Kurallarina Uyalim; Emniyet Kemerini Takmayi Unutmayalim..
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

13 Mart 2008 Perşembe

ainstain ve Şoför

Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile giderdi. Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein’a, “Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve artık neredeyse söyleyeceğiniz herşeyi kelimesi kelimesine biliyorum” dedi.

Einstein gülümseyerek ona bir öneride bulundu:

“Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar” dedi. “O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen yap konuşmayı, ben de arka sırada seni dinlerim.”

Şoför, gerçekten de çok başarılı bir konuşma yaptı ve sorulan tüm soruları doğru yanıtladı. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne dek hiçbir konferansta sorulmamış bir soru sordu. Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye döndü ve “Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip” dedi. Sonra da Einstein’ı işaret ederek şöyle devam etti: “Şimdi size arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz, o bile yanıtlayacak.”

12 Mart 2008 Çarşamba

Radikal-çevrimiçi / Politika / Liberaller yaşasın mı?

Radikal-çevrimiçi / Politika / Liberaller yaşasın mı?: "Liberaller yaşasın mı?

H. Gökhan Özgün"
Şu liberallikle artık hesaplaşmak gerekiyor. Çünkü birilerinin işi gücü liberallerle hesaplaşmak.
O birileri, mesela 'bizim' gazetede, bir gün ansızın liberallerin AKP iktidarından nemalandığını iddia edebiliyor.

11 Mart 2008 Salı

’3 çocuk yapın kampanyası’ genişliyor

’3 çocuk yapın kampanyası’ genişliyor
EVET,
ŞİMDİ AÇIKÇA SÖYLÜYORLAR:
AÇIKLAMASI ŞU:
NE KADAR ÇOK ÇOCUK, O KADAR FAKİRLİK,
NE KADAR ÇOK FAKİRLİK, O KADAR ÇOK CAHİLLİK,
NE KADAR ÇOK CAHİL İNSAN, O KADAR ÇOK MUHAFAZAKAR'LIK.

SOKAKLAR


EKONOMİ VE DİN
 Bu gün yolda yürürken, köyünden yeni gelmiş gibi giyinen kadınları görünce aklıma geldi;
Acaba insan gibi geçinecek paraları olsaydı, yine böyle mi giyinirlerdi,
Yolda yürürken birbiriyle olan konuşmaları, komşusu hakkında konuşmaktan başka olabilir miydi?
Yine çocuguna bağırnadan konuşan, sevgiyle yaklaşan, sanki birilerinden intikam alırcasına  bagırmaktan vazgeçer miydi,
İnsan gibi beslenseydi beyni gelişip, din dışında, başka düşünsel açılım yapabilir miydi?
Gelecek kuşakların modern insan tipini yetiştirebilirler miydi?
Hiç sanmıyorum; din onların beyinlerini öylesine teslim almış ki, başka bir açılıma ihtiyaç duymuyorlar.
O yüzden de 2008 yılında 1500 lü yılları yaşıyorlar.
"Ahmet HAKAN"ını dediği gibi zevksiz kıyafetleriyle hiç kimseleri umursamıyorlar,
O kadar mutlular ki, her geçen gün çoğalıyorlar,
Sokaklar zevlsiz kıyafetlerle görünen, dolaşanlarla dolu,
.....
Bazan gitmek istiyorum bu ülkeden,
ama nereye, zaten ömrümün bir kısmını bu zevksizler için harcadım,
Şimdi onlara mı bırakıp gidiceğim,
Hayır gitmiyorum,
Benim de bu ülkede yaşamaya hakkım var,
Soyu tükenen varlıklar gibi kalsam da inatla yaşamaya devam edeceğim.


10 Mart 2008 Pazartesi

Türbanlılar neden zevksiz - Ahmet HAKAN - Hürriyet

Türbanlılar neden zevksiz - Ahmet HAKAN - Hürriyet: "'Müslümanlar da amma zevksiz yahu... Başörtüleri bir felaket... Deve hörgücü gibi başlarını bağlıyorlar... Estetikten nasiplerini almamışlar... Ah Osmanlı, vah Osmanlı.'"

Bu reklamlar çok konuşulacak

Bu reklamlar çok konuşulacak

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Kadın düşmanlığı

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Kadın düşmanlığı
Hem Mussolini de kadınlarına aynı emri vermemiş miydi?
Bu efendilerin en korktuğu, kadınların sesidir. Onlara gerektiğinde asal görevlerini, vesayet altında tutulduklarını hatırlatmak elzemdir.
Kadınlar savaşa karşı seslerini, soluklarını birleştirmeye başladı. Erkekler tarafından yegâne özgürlüklerinin başlarını kapama,
ya da açık tutma olarak adlandırıldığı konusunda bir farkındalık kaldırdı başını.
Kadınların savaşa karşı olması, çocuklarını ölüme yollamayacaklarını ilan etmeleri gerçek bir devrimdir.
Akla getirilmesi dahi düzene yönelik şiddetli bir tehdit içerir.

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Müslüman çocuk yoktur!

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Müslüman çocuk yoktur!
Siyah ve beyaz çocuk vardır. Amerikalı ve Rus çocuk vardır. Üstün zekâlı ve zihinsel özürlü çocuk vardır. Liste uzatılabilir... Ama Müslüman
çocuk yoktur; Müslüman anne-babanın çocuğu vardır. Ya da Hırıstiyan, Musevi, Hindu, Budist...Ateist çocuk da yoktur. Ateist anne-babanın çoçuğu vardır.

9 Mart 2008 Pazar

'PKK liderleri artık savaşmak istemiyor'



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

08.03.2008 tarihinde Vatan Gazetesi üzerinden, yazan:

Washington Post, Mehmetçik'in Kuzey Irak'taki operasyonu sırasında 2 muhabirinin PKK kamplarında olduğunu açıkladı

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Tarihsel benzerlik insanı korkutuyor - Soner YALÇIN - Hürriyet

Tarihsel benzerlik insanı korkutuyor - Soner YALÇIN - Hürriyet
Devalüasyon kararı alan düşürülüyor

7 Eylül 1946, Başbakan Recep Peker, devalüasyon oranı yüzde 53; başbakan düşürüldü.

4 Ağustos 1958, Başbakan Adnan Menderes, devalüasyon yüzde 60; başbakan düşürüldü.

10 Ağustos 1970, Başbakan Süleyman Demirel, devalüasyon oranı yüzde 40; düşürüldü.

24 Ocak 1980, Başbakan Süleyman Demirel, devalüasyon oranı yüzde 35; düşürüldü.

5 Nisan 1994, Başbakan Tansu Çiller, devalüasyon oranı yüzde 50; düşürüldü.

19 Şubat 2001, Başbakan Bülent Ecevit, devalüasyon oranı yüzde 50; düşürüldü.

İsmet Berkan - Çocuk kime aittir: Devlete mi, aileye mi?



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

08.03.2008 tarihinde Radikal / Köşe Yazarları üzerinden, yazan:

Türkiye'de azımsanma-yacak bir vatandaş talebi var: Çoçuklarını Kuran kursuna göndermek istiyor aileler.

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Bin YTL'ye evinizi donatın



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

09.03.2008 tarihinde HABERTURK.COM üzerinden, yazan:

350 YTL'ye buzdolabı, 300 YTL'ye çamaşır makinası, 50 YTL'ye televizyon alabilirsiniz..

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Azgelişmiş bir ucubenin anatomisi

Radikal-çevrimiçi / Türkiye / Azgelişmiş bir ucubenin anatomisi
Azgelişmiş ülke', azgelişmiş bir ülke değildir. Gelişmiş ve/fakat eşitsiz gelişmiş, yani çarpık gelişmiş bir ülkedir. Kolları uzamış, bacakları kısa kalmış, gözleri kartal gibi, kulakları sağır mesela.

8 Mart 2008 Cumartesi

Prof. Sadun Aren vefat etti

DEGERLİ BİR AYDIN, BÜYÜK KAYIP

 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

08.03.2008 tarihinde NTVMSNBC üzerinden, yazan:

Eski milletvekili ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) eski öğretim üyesi Prof. Dr. Sadun Aren, hayatını kaybetti. Sadun Aren, bir süredir tedavi gördüğü Bayındır Hastanesi'nde bugün yaşamını yitirdi.

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Dusty Springfield: If You Go Away



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

05.03.2008 tarihinde Karakutu.com-Kültür Sanat üzerinden, yazan:


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Türkiye’nin beyin ölümü gerçekleşti



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

08.03.2008 tarihinde Karakutu.com-Kültür Sanat üzerinden, yazan:

Medeni yerlerde insanlar hayata daha zevk, gusto, kalite ve huzur getireceği için kadınların sayısını her ortamda erkeklerden fazlaya çıkarmaya önem veriyor. Türkiye ise beyin ölümü gerçekleşmiş olduğu için temelde ürktüğü kadınları hayatından daha fazla çıkarmaya çalışıyor.

New Yorker dergisinin her hafta, içindeki sayfalarında 'Şehirde olan bitenler' (Goings About Town) bölümü vardır.


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Peygamber annelerinin heykeli yapıldı

İŞTE SANATTA AÇILIM

 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

08.03.2008 tarihinde Vatan Gazetesi üzerinden, yazan:

HARİTA mühendisi Özden Akgüç'ün gazbeton kullanarak yaptığı, bazı çevrelerin eleştiri oklarına hedef olan peygamber anneleri heykeli sergisi, Marmaris'te sergilenmeye başlandı.

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Tecavüze kalkışana tecavüz cezası

İNANILIR GİBİ DEĞİL, HUHUK BU MU?

 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

08.03.2008 tarihinde HABERTURK.COM üzerinden, yazan:

Cinsel saldırı suçunda önemli bir karara imza atıldı...

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Vasiyetlerini internete yazdılar



 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

08.03.2008 tarihinde CNN TÜRK üzerinden, yazan:

"Ya birdenbire ölüm bize gelir ve o çok isteyip de yapamadığımız şeyler yarım kalırsa!" diye düşündünüz mü hiç?

 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

7 Mart 2008 Cuma

İÇEMİYORUZ BARİ SEYREDELİM

 
Posted by Picasa

L’Entrecote de Paris’de kremalı ıspanak

İSTANBULDA YAŞANLARA DUYURULUR

 
 

MONOLOG tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

15.02.2008 tarihinde Yesek üzerinden, yazan: yazan eren

Aslında yazmayacaktım ama tüm hikaye o kadar eğlenceli ki sizleri mahrum etmeyeyim dedim. Efendim, Cuma akşamı City's'de L'Entrecote de Paris'ye gittik. Herkes bir etler yedi, kimse kendinden geçmedi. Şarap, geyik derken fazla lafı da edilmedi. Ama şimdi internette araştırdıkça görüyorum ki zaten hikaye çok karışık.

Hikaye Fransız usulü yanında patates kızartmasıyla servis edilen antrikota konan sos hakkında. Steak ve patates kızartması, yani steak et frites daha harcıalem birşey ama Cafe de Paris adı da verilen sos işin içine girince işler değişiyor. Sadece bu meşhur soslu antrikotu sunan, menüsünde başka birşey olmayan birkaç lokanta/lokanta zinciri var. Le Relais de Venice, Le Relais de L'Entrecote, Restaurants L'Entrecote, L'Entrecote Cafe de Paris ve benzeri. Sultanahmet köftecileri gibi yni. Benim bildiğim, orijinalinin Paris'teki Le Relais de Venice olduğu. Yunus'un yalancısıyım daha doğrusu. Sahibi mekanı devraldığında duvardaki Venedik manzaralarına (yukarıdakiler) kıyamamış, olduğu gibi bırakmış ve adını Le Relais de Venice koymuş. Ben şahsen bizzat burada yedim. Önünde kuyrukta biz de bekledik. Mekan kalabalık ve gürültülü; garson hanımlar suratsız ama seriydi. Et ve patates aklımda kaldı ama sos bambaşka birşeydi. Belli ki bol tereyağlı, tahminen hardallı ve taze otlu yeşil bir sos. Cahil cesaretiyle sosta neler olduğunu sordum ama meğer Coca-Cola gibi aile sırrıymış. Hatta geçen yıl biri Le Monde'da sosun tarifini kendi denemeleriyle çözdüğünü iddia etmiş de sahibesi hemen The Independent muhabirine "ne münasebet canım, o tarifin sosumuzla alakası yok" diye beyanat vermiş (ya ne diyebilirdi ki?). Her halükarda orada bir sos var ve çakmasına Cafe de Paris sosu deniyor. Bu sosun aşure kadar çok sayıda farklı yapılış biçimi var anlaşılan.

Gelelim City's'dekine. Internette yazılanlardan anladığım kadarıyla, bu ya Paris'te L'Entrecote de Paris adlı bir tanesinin şubesi ya da esası Cenevre'de olan L'Entrecote Cafe de Paris adındakinin. Haberler/röportajlar daha çok lokanta açılmadan yapılmış (mesela şu, şu ve şu). Birinde L'Entrecote Cafe de Paris diye geçiyor, birinde L'Entrecote de Paris diye geçiyor. Birinde sos merkezden gönderiliyor diyorlar, birinde kendileri burada yapıyor diyorlar, birinde içinde 49, birinde 200′ün üzerinde baharat var diyorlar. Bi ikna olmadım yani. Bi 'kral çıplak!' diye bağırasım geldi ama dayanağım yok (sosun birşeye benzememesi dışında).

Önden cevizli salata, sonra meşhuuur soslu antrikot ve patates kızartmasından oluşan L'Entrecote menü 50 lira, T-Bone, kuzu pirzola gibi ana yemekler 25-40 lira, yanına kremalı ıspanak 6 lira.


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz:

 
 

Kan Uykusu

Kan Uykusu
TERÖR,KAN,ÖLÜM VE EKONOMİ

6 Mart 2008 Perşembe

35 yıl sonra idamdan kurtuluşun öyküsü

35 yıl sonra idamdan kurtuluşun öyküsü
ÇOCUKLARIMA KAVUŞTUĞUMDA ONLARI TANIMADIM
35 yıl içinde yaşadıklarımı anlatacak kelimeler bulamıyorum. Tek söyleyebileceğim; cezaevi, cezaevidir... Ne diyebilirim ki... Hapiste bir çok insanla küçücük bir hücre içinde kaldım. 35 yıl boyunca havayı soluyamadım, güneşi ve yağmuru göremedim, toprağı koklayamadım. Sevdiklerimi unutmak üzereydim. Karım ve çocuklarım Hindistan’da yaşıyordu ve onlar benim hayatta olduğumu bile bilmiyorlardı.

Mono - Life in mono

heveslisine bu da

 
 

neden tarafından Google Reader ile size gönderildi:

 
 

14.01.2008 tarihinde Karakutu.com-Kültür Sanat üzerinden, yazan:


 
 

Buradan şunları yapabilirsiniz: