29 Nisan 2008 Salı

İki dünyayı da tanıyan kadın, tartışmak istiyor

İki dünyayı da tanıyan kadın, tartışmak istiyor
ASLINDA BU İŞİN İÇİNDE MİZAH VAR
İkinci ayete gelelim. Uzun ayetin içinde bir cümle, “Mümin kadınların eşarp uçlarını göğüslerine çekmelerini” tavsiye ediyor. Bir olay oluyor. Sokakta bir erkek, bir kadının güzel süslenmiş gerdanına bakayım derken, bir yere çarpıyor; artık duvar mı, direk mi her neyse, burnu kırılıyor. Kanlı burunla Peygamber efendimize gelip diyor ki; “Efendimiz, bakın ne hallere girdim!..” Ondan sonra “Kadınlar sokakta gerdanlarını kapatıp, eşarplarının uçlarını bağlasınlar” diye ayet iniyor.

Kazara örtündük yani...
Çok hoş... Aslında bu işin içinde mizah var . O kadar çatışmamıza gerek var mı? Gülelim, kendi halimize de gülelim yani. Neydik, ne olmuşuz... O zaman kadınlar güzelliğe, süse kıymet veriyorlardı. Bakın, bu sözünü ettiğim Medine döneminden...

1500 yıl öncesinden...
O zaman erkeklerin başka işi de yoktu herhalde, içki de içiyorlardı zaten. Başka işleri de olmadığı için o süslere dalıyorlardı, süslü kadınlara dalıyorlardı herhalde. Eşarp konusu var ya, başlarındaki eşarp konusu. O zaman herkesin, kadının da erkeğin de başında eşarp vardı. Yahudisi, Hıristiyanı, Müslümanı, hepsinin... Eşarpların uçları arkaya atılırdı. Bir gruba veya bir din topluluğuna bağlılığın simgesi değil, çöl hayatının şartlarına uyum için kullanılan bir kıyafetti yani. Kuran’da da nasıl geçiyor, “Gerdanlarınızı eşarplarınızın uçlarıyla kapatın” sözü geçiyor. İlk ayette eşarp konusu yoktu.
TÜRBANA İLİŞKİN KORKULARIN HEPSİ FANTEZİ

Türkiye’de ilk kez bir Cumhurbaşkanı’nın eşinin türbanlı olmasıyla ilgili tartışmaları nasıl karşıladınız?
Çok üzüldüm, acayip şekilde üzüldüm ve utandım. Türkiye için utandım. Bir kadın, kendisine göre bir dünyası var ve kapanmayı seçmiş birisi. Ve önemli birinin hanımı. Cumhurbaşkanı yemin törenine, hanımı olduğu halde katılamaması çok ayıp birşey. Benim görüşüme göre bu çok gerici bir davranış. Bu olayla kapalı insanların kafasındaki önyargı pekişti. Karşı tarafa ilişkin “Müslüman düşmanı” önyargısı, tasdik edilmiş oldu. Önyargıları desteklemeyecek şekilde hareket etmek, akıllıca bir davranış olurdu. İşi daha da zorlaştıran ve diyaloğu engelleyen bir davranış oldu. Tamam görüntü biraz acayip. Yanlış örnek olur, korkusu vardı belki. Oysa korkular da, ihtimaller de hepsi fantezi. Olabilir de, olmayabilir de. Olmaması için akıllıca davranmak gerekir.

Hiç yorum yok: