16 Nisan 2008 Çarşamba

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Sorunların kaynağı 12 Eylül Anayasası

Radikal-çevrimiçi / Yorum / Sorunların kaynağı 12 Eylül Anayasası

Haberi YazdırYazdır Haberi YollaYolla | Arşive Ekle Yorum

Sorunların kaynağı 12 Eylül Anayasası

Sorunların kaynağı 12 Eylül Anayasası
Yaşadıklarımızdan görülüyor ki sivil, özgürlükçü, temel hak ve hürriyetleri koruma altına alan, sivil toplum ve siyasetin önünü tıkamayan, demokratik, katılımcı, çoğulcu, toplumun tüm kesimleriyle barışık, hiçbir kişi ve kesimi 'öteki'leştirmeyen meşru bir anayasaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var...

16/04/2008 (272 kişi okudu)

MAHMUT ARSLAN (Arşivi)
Türkiye'nin toplumsal dokusu zaman zaman hastalıklı 'parça' görüntülerine sebep olsa da, hastalığa sebep olan 'zedeli doku parçaları'nı zararsız duruma getirmek için, toplumsal yapımızı antikorlar üretiyor, üretebiliyor. Ancak son yıllarda yaşadığımız gelişmelere baktığımızda; toplumsal dokumuzda 'hastalık' ve 'kriz' beklentilerinin ısrarla genetik alışkanlık haline getirilmek istendiğine tanık oluyoruz. Bu süreçte, Türkiye'nin bir türlü normalleşmesi sağlanamıyor, sağlıklı beslenme ve büyümesi gerçekleşemiyor. 62 yıllık demokrasi tarihimiz kimi zaman fiili, kimi zaman postmodern, kimi zaman da sanal darbe ve müdahalelerle defolu olarak arkamızda duruyor. Demokratikleşme sürecimiz tıkanıyor, şekil değiştiriyor ve antidemokratikleşme süreci olarak önümüze çıkıyor.

1980'lerden itibaren küreselleşen bir dünya ve Türkiye gerçekleri ve olağanüstü toplumsal ve kurumsal değişimlere uyarlı olarak temel yasal düzenlemeler yapılması zaruretine rağmen, ülkemiz ters yola girip şoka sokularak 12 Eylül hukuku ve 1982 darbe anayasasına mahkûm edilmiştir. Şekilde her ne kadar halkoyuna sunulsa da bu anayasanın kaynağı halk değil, antidemokratik darbedir.

12 Eylül 1980 sıradan bir tarih değildir: Kendi darbe hukukunu getiren ve bunu siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel tüm alanlara egemen kılan bir anlayışın başlangıcıdır ve halâ bütün kurumlarıyla devam etmektedir. Kurumların ve kavramların birbirine karıştığı, birbirleriyle güç yarışına girdiği bir süreci besleyerek bugünlere taşımıştır. En son yaşadığımız 27 Nisan 2007 elektronik muhtırasından sonra 15 Mart 2008'de yaşanan AKP'nin kapatılmasına yönelik yargı girişimi, 12 Eylül hukuku ve mantalitesinin 21. yüzyıl Türkiye'sinde hâlâ egemen olduğunu ortaya koymaktadır.

Hiç yorum yok: