19 Mart 2008 Çarşamba

TİNSEL KÜLTÜRLE CUMHURİYETÇİLERİN ÇEKİŞMESİ

CUMHURİYETÇİLERLE AYDINLANMACILARIN KAVGASI

Birinci paylaşım savaşından sonra Osmanlı,sanayisini geliştiremeden çıkınca;toplumsal dönüşüm ve aydınlanmasını gerçekleştiremedi.
Oysa batı bunu 18. yüzyılda tamamlamıştı. Nasıl yaptı? Devlet yönetimini kilisnin elinden alarak sivil yönetime, dünyevi düşüncelere
ve kurallara bıraktı.
Türkiye ulusal kurtuluş savaşı sonrasında, cumhuriyeti ilan ederek osmanlıya son verdi ve laik düzene geçti.
Ancak bir sorun vardı; Terk edilen tinsel devlet yönetiminin yerini dünyevi yönetim aldı, ancak toplumsal dönüşüm gerçekleştirilmemişti.
Yani toplumun dinsel kültürel yaşamı aynen cumhuriyet yönetimi tarafından devam ettirildi.
Bu sorunu bu gün hala yaşamaktayız. Batının 18.yüzyılda gerçekleştirdiği aydınlanmayı biz bu gün hala gerçekleştirimedik.
Nedir aydınlanma; felsefi,dinsel, kültürel dönüşüm.
1920 yıllardaki toplum ve sivil hareket tarafından cumhuriyet gerçekleştirilmiş olsaydı bu gün yaşadığımız;başörtüsü,zorunlu din dersi,
parti kapatmalarını yaşamayacaktık.
-Acilen dinde rönasans gerekli.
-Bireysel özgürlükler gerekli.
-Militan laiklikde de dönüşüm gerekli.
Eğemen Bağış boşuna demiyor "kapatılırsak oylarımız yüzde 62 olur" diye.
Açılımı şu: Türkiye nüfusunun yüzde 36'sı kent varoşlarında yaşıyor.Yüzde 26'sı da köylerde yaşıyor. Gelişimini ve dönüşümünü tamamlamamış bu topluluk;
geneleksel kültürle yaşıyor. Yani dinsel kültürle yaşıyorlar. Modern ve aydınlanmadan, bireysel özgürlük tutkularını yaşamadan, dinsel yönetilmek istiyorlar.
İşte burada militan laiklik devreye giriyor. O da modern dönüşümün tamamlamadığından parti kapatıyor.


Hiç yorum yok: