1 Mart 2008 Cumartesi

ATAERKİLLİĞİ GÜÇLENDİRMEK

İktidar partisindeki bir avuç insan da dahil bazı güçlü Türkler, başı açık kadınları 'dindar olmamakla' itham ediyor. Bunun, 'modern' Türklerin başı kapalı kadınlara ilkel ve gerici gözüyle bakıp küçümsemesinden hiçbir farkı yok. Hükümet bütün Türkleri, özgürlüklerini savunacağı konusunda temin edebilene kadar (ki bunu da ancak ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları kaldırmakla ve ülkedeki her grubun haklarını tanımakla yapabilir), başörtüsüne yönelik kısıtlamaların kaldırılması haklı olarak birçok Türk vatandaşını ve Türkiye'nin dünyadaki dostlarını kaygılandıracaktır.
Hukuk ve uygulama zemininde olumlu bir değişiklik bu, zira özgür tercih fikrini gözetiyor. Ancak tümüyle alkışlanabilir de değil, zira bu değişikliğe bütün Türk kadınlarının özgür tercihlerini yaşayabilmesine yönelik güçlü güvenceler eşlik etmiyor. Türk liderleri, başörtüsünün değil tercihlerin korunmasını en büyük önceliklerinden biri haline getirmeli. Aksi takdirde başörtüsüne yönelik kısıtlamaların gevşetilmesi, eğitim almak isteyen genç kadınların değil, babaların, kocaların ve Türk ataerkilliğinin değirmenine su taşıyacaktır. (New York Times'ın eski Türkiye temsilcisi, 28 Şubat 2008)

Hiç yorum yok: