4 Temmuz 2008 Cuma

HUKUK

Öylesi günler yaşıyoruz ki;deyim yerindeyse, ortalık toz duman.Toplumun her yerinden,kum fırtınıları geliyor. Yukarıdan,aşağıdan,soldan,sağdan.Ve uzaktan kapkara bir hortum görünüyor;Giderek yaklaşıyor ve korkarım hepimizi içine alıp savuracak.Böyle bir durum da kim kurtulur belli değil. Böylesi bir günde;Medyada ve insanlar arasında en çok konuşulan HUHUK. Nedir acaba hukuk?
Hukuk dönemden döneme değiştiği için hala doyurucu bir tanım yapılamamıştır. Kant "Hukukçular hala hukukun tanımını aramaktadırlar" der. Günümüzde en çok kabul edilen tanımı ise: "Belirli bir zamanda belirli bir toplumdaki ilişkileri düzenleyen ve uyulması devlet zoruna (müeyyide) bağlanmış kurallar bütünüdür".

Geniş bi kavramla ifade etmek istersek teknik anlamda hukuk;örgütlenmiş bir toplum içinde yaşayan insanların birbirleriyle ve ya kişilerin yine kendilerinin meydana getirdiği topluluklarla ve bu toplulukların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen,kişilerin güvencesini ve insan haklarını sağlamak amacıyla oluşturulan ve devlet gücü ile desteklenen bağlayıcı,genel,soyut ve devamlı kurallar bütünüdür.

Bilimsel bir disiplin olarak hukuk, kendi içinde temel olarak ikiye ayrılır. Genel olarak hukukun kişiler arası ilişkileri konu alan kısmına Özel Hukuk, kişiler ile devlet veya devleti oluşturan kurumlar arası ilişkileri düzenleyen kısmına ise Kamu Hukuku adı verilir. Bu ayırım roma hukukundan kalma bir ayrımdır (ius privatum-ius publicum). Medeni Hukuk, Ticaret Hukuku ve Devletler Özel Hukuku özel hukukun, buna karşılık Anayasa Hukuku, Ceza Hukuku ve İdare Hukuku kamu hukukunun başlıca alt dallarıdır.

Kamu hukuku,devletin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının örgütlenişine,işleyişine,gördükleri hizmetlere ilişkin kurallar içerir.Demokratik toplumlarda kamu hukukuna başlıca egemen olan ilkeler hukuki güvenlik ve kanunilik prensipidir.Özel hukuk ise dar anlamıyla kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenler.Egemen olan ilkesi irade serbestisidir.
HUKUKUN DAYANAĞI
Hukukun dayanağı ile ilgili çeşitli dönemlerde kuramlar üretilmiştir.Bunları sıralamamız gerekirse; bilinçi bir irade olarak gören kuramlar, irade dışı olarak gören kuramlar ve pozitivist kuramlar.Bu kuramların bazılar felsefik değil ortaya konduğu dönemin sorunlarını çözmek veya politik görüşleri hukuk biliminde dile getirme ihtiyacından ortaya çıkmıştır.
BİLİNÇLİ İRADE
* Genel irade kuramı'na göre hukuk toplumdaki insanların karşılıklı olarak birbirleriyle anlaşmalarını dayanak alır ve bunun sonucunda hukuka, toplumsal sözleşme olarak bakar.İnsanların anlaşarak ortaya çıkardığı bu toplumsal sözleşmeye uymaları kendileri için ödev olarak görülür.
* Tansırsal irade kuramı hukuku Tanrı'ya dayandırır ve ancak onun istemesi dahailinde ortadan kalkar.Hukuka uyma zorunluluğu, onu Tanrı'nın yansıması olarak gördükleri içindir.
* Kişisel irade kuramı ise Devletin iradesine dayandırır.Hukuk devlet ve onu temsil eden güçler içindir.
* Her yaptığımızdan kendi öz ve hür iradelerimiz sorumludur.Ancak günümüze kadar bu kuramları tamamen çürüten ve yok sayan birçok olay olmuştur.Bu olaylardan ötürü yeni verilen hükümlerde iyiniyet şartına bakılmaktadır.Eğer bir durum olduğunda kişinin ehliyeti bulunuyorsa vede ortada bir yanlışlık varsa en son olarak iyiniyet durumunun olup olmadığına bakılır ve gerekli duruma göre işlemler yapılır.
BİLİNÇ DIŞI İRADE
* Tarihsel hukuk kuramı, hukuku ulusların tarihlerine dayandırır.Hukuk bir ulusla doğar yaşar ve gelişir, bir yasa koyucunun iradesine bağlı değildir.

* Doğal hukuk kuramı'na göre ise doğal hukukun insan var olmadan önce de var olduğunu ve insanların yaptığı hukukun bu doğal hukuka uygun olması gerekir.İnsan hakları doğal hukuk kuramına göre değerlendirilir.Örnek olarak insanların doğal olarak sahip olduğu yaşam hakkı değiştirilemez veya kaldırılamazlar.

Hiç yorum yok: