31 Mayıs 2008 Cumartesi

Milliyet - Ankara’da 3K krizi: Kızılırmak, kene, kerhane / Güncel / Milliyet İnternet

Milliyet - Ankara’da 3K krizi: Kızılırmak, kene, kerhane / Güncel / Milliyet İnternet
Ankara’da 3K krizi: Kızılırmak, kene, kerhane


Can Dündar


Bugün “Başköy”ümüzden haberler vereceğim size... “Telekulak skandalı”nın gürültüsünden ve İstanbul’u ilgilendirmediğinden konu fazla medyaya yansımıyor ama dünyanın başka bir başkentinde olsa yeri yerinden oynatacak hadiseler yaşanıyor Ankara’da...
* * *
Bunlardan ilki, Başköylülerin kobay olarak kullanılması...
Muhtar, susuzluğa çare olarak Kızılırmak suyunu köye taşımaya karar vermişti. Ancak DSİ raporlarına göre bu suda “zararlı olabilecek seviyede ağır metal kirliliği var”dı.
Muhtar “Suyu getiriyorum” dese herkes ayağa kalkacak, sudan kuşkulanacak, çoluk çocuğunu korumaya alacaktı.
O da düşündü; “Suyu getireyim, ama ahaliye haber vermeyeyim” dedi.
Öyle de yaptı.
Suyu verdi çeşmeden; pusuya yatıp “İshal vakaları patladı” haberlerini bekledi. Hastanelere sordu; emin oldu.
Sonra basın toplantısı yapıp suyu afiyetle içerken dedi ki:
“Değerli Ankaralılar, ben o korktuğunuz suyu 3 hafta önce getirdim. 3 hafta boyunca size çaktırmadan içirdim. Söylesem bu sivil toplum kuruluşları, odalar filan başıma ekşiyecekti. Özür dilerim.”
Tarihe geçecek bir denemeydi.
Atom bombasından bu yana, hiçbir Allah’ın kulu, icadını bütün bir kent halkı üzerinde test etme cüretinde bulunmamıştı.
Hiroşimalılardan farklı olarak Ankaralılar muhtara rağmen hayattalar...

Kene de denedi
Tabii şimdilik...
Çünkü suya dayandılarsa da keneden kaçamayabilirler.
Geçen hafta Esenboğa Havaalanı’nın VIP salonunda, yani Türkiye’nin en mühim şahsiyetlerinin ağırlandığı yerde bir gazeteciyi kene ısırdı.
Kene, “Isırıp denedim; bakalım başınıza bir iş gelecek mi?” gibi bir açıklama yapmadı, ama Doğa ve Çevre Derneği, “Biz demedik mi!” diye ayağa kalktı. 8 ay önce Sabah Ankara’ya demişlerdi ki:
“Kuşların barındığı kavakları polen bahanesiyle kestik. Polatlı’da 13 sazlığı kuruttuk. Yanlış ilaçlamayla kuşları zehirledik. Aşırı avcılıkla kuş sayısını azalttık. Zararlı böcekleri yiyen kuşlar gidince kene vakaları artar.”
Söyledikleri çıkınca Dernek Başkanı Nevzat Ceylan, “Asıl felaket bu yaz geliyor” dedi:
“Bu yaz sinekler ve fareler büyük oranda artacak. Keneye bağlı toplu ölümler yaşanabilir.”

Kerhane referandumu
Belalar birbirini kovalarken Başköy’ü asıl sarsan gelişmeyi de duyurayım:
Muhtar, tarihi genelevin yıkılacağını açıkladı. Hem de pazartesi günü...
Peki nereye taşınacak?
Nerenin adını verirse oranın ayağa kalkacağını bildiğinden o konuya girmedi; “Valilik karar verecek” dedi.
Vali de Ankara Hürriyet’e:
“Yeni yer belirlenmeden yıkım yapılamaz” dedi.
Muhtar, genelevin taşınacağı yerde halk oylaması yapılmasını istiyor.
Saptanan yerde yapılacak “Kerhane oylaması”nda “Hayır” çıkarsa ve mevcut genelev de yıkılıp müşteriler sokaklara taşarsa siz asıl o zaman görün Başköy’ün başına geleceği...
* * *
Ankaralılar hayatlarıyla oynayanlar hakkında toplu dava açmayacaklarsa bari istikballeri için neler planlandığını öğrenmek için köy muhtarlığına bir “ortam dinleme” cihazı yerleştirsinler.
Yakalanırlarsa özür dilerler; olur biter.

Hiç yorum yok: