6 Mayıs 2008 Salı

Radikal-çevrimiçi / Radikal2 / 24 Nisan, 12 Eylül'ün atası mı?

Radikal-çevrimiçi / Radikal2 / 24 Nisan, 12 Eylül'ün atası mı?
Bendeki bilgiler, özellikle, o gece götürülenlerden Rahip Krikoris Balakian'ın aldığı notlardan ve topladıklarından: 24 Nisan gecesi polis yaklaşık 220 erkeği evlerinden topluyor ve Mehterhane'ye kapatıyor. Çoğu ünlü insanlar: Siyasi parti üyeleri, aktivistler, gazeteciler, doktorlar, öğretmenler, tüccarlar ve sanatçılar. Ertesi gün Sarayburnu'ndan gemiyle Haydarpaşa'ya, oradan trenle Anadolu'ya. 27'sinde Sincanköy'e iniyorlar.
Bir grup Ayaş'a, bir grup Çankırı'ya sevk. Durum biraz aydınlanıyor: a) 70 kadar olup da Ayaş'a gönderilenler, tanınmış entelektüeller. Bunlar hapse atılıyor, başlarına silahlı nöbetçi. b) 150 kadar olup da Ankara üzerinden arabalarla Çankırı'ya gönderilenler önce askerî barakalara kapatılıyor, sonra her gün imza vermek şartıyla şehre salınıyorlar.

Akıbetleri ne oldu?
Herkesteki kanaat: Osmanlı savaşta, Çanakkale'de çarpışılıyor, bizim Müttefiklere sempati duyduğumuz düşünülüyor, potansiyel bir mazarrat gelmesin diye tedbir olarak toplatıldık. Çoğunun dediği: Masumiyetimizi ispat kolay. Burada bir hata var ve yakında ortaya çıkar. İçlerinden bir kısmının korkusu: İşin içinde bir iş var.
Akıbetleri şöyle özetlenebilir:
1) 20 kadarı, kimi büyükelçilerin torpiliyle İstanbul'a dönebiliyor.
2) Yanlışlıkla tutuklanmış birkaçı daha bırakılıyor. Mucizevi durumlarda kurtulanlar da var. Mesela A. Andonian arabadan düşüp bacağını kırdığı için kafileden geri kalıyor, kurtuluyor.
3) Ayaş'a gönderilen 70 kadarı daha sonra Suriye'deki toplama merkezi Derzor'a yollanıyor. Bunların Balakian listesinde adı bulunan 62'sinden 46'sı ve listede adı olmayan daha 13 kişi sonuçta öldürülüyor. Yani 70 tutuklunun 58'i. Ama Derzor'a ulaşanların kaydı Osmanlı kaynaklarında yok.
4) Çankırı'ya gönderilen 150 kadar tutukludan 81'i Haziran'da üç kafile halinde sürgüne yollanıyor. Bunlardan da haber alınmıyor.
Öldürmeler üzerine çok az bilgi var. Yürüme emri veriliyor ve bir daha ses yok. Taniel Varoujan ve Rupen Sevag'ın dahil olduğu beşli grubun, jandarma nezaretinde gitmekteyken Tuney köyü yakınlarında Kürt eşkıyası tarafından öldürüldüğü kesin. Andonian'a göre 24 kişi de öldürülüp Elmadağ'a gömülüyor. Balakian Çankırı'dakilerin 69'unun adını veriyor ve 25'inin öldürüldüğünü söylüyor. Geri kalanların çoğunun da öldürüldüğünü söylüyor ama isim vermiyor.
Güzel ve Çiçek, Balakian'ı arşivlerle çürütebilirlerse tarihçi olarak sevinirim. Mesela, tutuklananların 1920'de hayatta olduklarını. En azından, Derzor'a vardıklarını. Yoksa, onları ciddiye alamam. Ama kendilerine bir ipucu vereyim, belki yararı olur:
10 Mayıs 1915'te Talat Paşa, Ayaş ve Çankırı'ya gönderilenlerin ismini, unvanını, işini, adresini ve doğum yerini istiyor. Arşiv referansı: BOA.DH.Şfr.no.52/297.

Sonuç
Sözü tekrar bendeniz alayım. Bu kadarcığını bile 93 yıl sonra öğrenebiliyoruz. Üstelik, Güzel ve Çiçek'in yazdıkları ile Sarafyan'ın aktardıkları çok farklı. Gerçek hangisi? Bilemem. Ama, Sarafyan'ın çok daha inandırıcı gözükmesinin yanı sıra bildiğim iki şey var:
1) Bir gece yarısı evlerinden alınan bu insanlar mahkemeye verilmedi, savunmaları alınmadı, sonra büyük çoğunluğu "kayboldu". H. C. Güzel çok haklı: Hiçbiri idam edilmedi.
2) 1915'i yaşamadım ama 12 Mart ve 12 Eylül'ü doludizgin yaşadım. İkinciler, birincinin kötü bir kopyasıydılar.

Hiç yorum yok: