25 Mayıs 2008 Pazar

Müzik notaları arasında bir istihbarat örgütü: CIA - Soner YALÇIN - Hürriyet

Müzik notaları arasında bir istihbarat örgütü: CIA - Soner YALÇIN - Hürriyet
Yazar Ian Fleming’in her ne kadar istihbaratçı olduğu bilinse de karanlıkta kalmış bazı faaliyetleri hálá aydınlatılabilmiş değil.

Bunlardan biri bizimle çok ilgiliydi.

Londra’da İngiltere, Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan Kıbrıs müzakereleri sürerken İstanbul’da olaylar çıktı.

6 Eylül akşamı İstanbul’da azınlıklara ait ne varsa yağma edildi.

Londra’daki toplantı sonuç alınamadan dağıldı.

İstanbul’daki 6/7 Eylül olayları sırasında İngiliz ajanı Ian Fleming, İstanbul’daydı. Interpol toplantısı için geldiğini söyledi ama bu toplantıya hiç katılmamıştı.

Fleming İstanbul’a ne için gelmişti; neler yapmıştı; hiç öğrenilemedi!

İddiaya göre, Atatürk’ün evine bomba atıldığı haberinin çıktığı Selanik üzerinden İstanbul’a gelmişti.

Ian Fleming olaylardan iki yıl sonra, hikáyesi Türkiye’de geçen "Rusya’dan Sevgilerle" romanını yazdı; 6/7 Eylül gecesi yaşananları ayrıntılarıyla anlattı.

Ian Fleming gibi casusluk romanları yazan İngiliz Eric Ambler de MI6’da çalıştı. İki romanında; "Dimitrios’un Maskesi" ve "Korkuya Yolculuk"ta mekán olarak Türkiye’yi kullandı.

"Gün Işığı" adlı eserinden uyarlanan "Topkapı" filmi bir dönemin en önemli sinema klasikleri arasında gösteriliyordu.

Ian Fleming, Eric Ambler gibi İngiliz istihbarat birimi MI6’da görev yapan bir başka yazar ise William Somerset Maugham idi.

I. Dünya Savaşı’nda İngiliz istihbarat birimine girdi. 1917 yılında MI6 tarafından Bolşevik devrimini engellemek için Moskova’ya gönderildi.

1928’de Fransız Rivierası’ndan bir ev alıp sadece yazıyla ilgileneceğini söyledi.

II. Dünya Savaşı günlerini, Hollywood’da hikáyelerini sinemaya aktarmakla geçirdi. Pastalar ve Bira, ünlü ressam Gauguin’in yaşamını anlattığı Ay ve Altı Para, Şeytanın Kurbanları, Renkli Peçe eserleri arasındadır.

Ve bir MI6 ajanı yazar daha; John Le Carre.

Asıl adı, David John Moore Cornwell idi.

Bern’de üniversite öğrenimi sırasında İngiliz istihbarat örgütüne katıldı.

İlk romanı "Call For the Dead"i 1961’de yazdı. Romanını MI6’ya okutarak onayını aldı. İtiraz gelmedi ancak takma isimle yazması istendi. O da "John Le Carre" adını buldu.

En bilindik eseri "Soğuktan Gelen Casus"tu. Kitapları film yapıldı.

İngiliz casusu olduğunu ilk günden beri reddeden yazar, bu gizli mesleğini ilk kez BBC’nin 2000 yapımı "The Secret Center" adlı belgeselde açıkladı.

MI6 istihbarat örgütünün bir diğer elemanı ise yazar Graham Greene idi.

O da yazdığı; "Üçüncü Adam", "Güç ve Zafer", "Sessiz Adam" gibi casusluk romanlarıyla tanındı.

Le Carre gibi ağzı pek kapalı bir istihbaratçı değildi; bu nedenle arkadaşları arasındaki adı "şebek"ti! Greene’nin de eserleri beyazperdeye aktarıldı.

MI6’da görev yapmış ünlü yazarların listesi böyle uzayıp gidiyor.

Sadece ülkemizde değil dünyada MI6 başarılı bulunur, hep övülür. Bunun en önemli sebebi, işte bu MI6 mensubu yazarların sinemalara da aktarılmış romanlarıdır...

Hiç yorum yok: