29 Mayıs 2008 Perşembe

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'

TARAF - 'Düşünmek Taraf Olmaktır'
Midas’ın kulakları
Ankara yakınlarında kurulmuş olan Frigya’nın en ünlü iki kralından biri olan Midas, mitolojiye göre bir gün tanrılar arasında yapılan bir müzik yarışmasına hakem olarak çağırılır.
Kır Tanrısı Pan kavalıyla güzel şarkılar çalar ama Apollon gümüşten liriyle tanrılara yaraşan melodilere ses verir.
Diğer hakemler Apollon’u birinci seçerken Midas oyunu Pan’dan yana kullanır.
Ve Apollon’u çok kızdırır.
Tanrı Apollon, “güzel müzikten anlamayan birine eşek kulağı yakışır” deyip Midas’ın kulaklarını eşek kulaklarına çevirir.
Çok utanır Midas.
Gerçeği halkından saklayabilmek için uzun bir külahla dolaşmaya başlar.
Ama bir gün uzayan saçlarını kestirmek için berberini çağırır ve külahını çıkartır.
Berber, gerçeği görür.
Gördüğünü başkalarına anlatırsa öleceğini de bilir.
Uzun zaman bu sırla dolaşır ama sonunda artık bu sırrı taşıyamaz hale gelir.
Bir kuyuya eğilerek bağırır:
“Midas’ın kulakları eşşek kulakları.”
Bu ses, sudan toprağa, topraktan kamışlara, kamışlardan ovalara yayılarak insanlara ulaşır ve herkes gerçeği öğrenir.
Hiçbir sır ilelebet gizli kalamaz çünkü.
Ben kendimi bildim bileli bizim devletin de “uzun kulakları” vardır ve sürekli olarak insanları dinler.
Eskiden bu “gerçek” fısıltılar halinde tekrarlanırdı ama o fısıltılar zamanla yayıldı ve insanlar gerçeği öğrendiler.
Daha sonra bu “dinleme” işi biraz daha kurala bağlandı.
Birini dinlemek için yargıdan izin almak, izin alabilmek için de neden dinleme yapılması gerektiğine dair kanıtlar göstermek gerekiyordu.
Son zamanlarda birçok suçlu bu “yasal” dinlemeler sayesinde yakalandı.
Ama şimdi anlaşılıyor ki “yasal” olmayan dinlemeler de sürüyor.
Önce Anayasa Mahkemesi üyelerinden Osman Paksüt’ün arabasının arkasında bir “dinleme” arabası yakalandı.
Bunun bir tesadüf olduğu söylendi.
Önceki gün ise CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın makam odasında yaptığı bir konuşmanın kayıtları yayınlandı bir gazetede.
Türkiye’nin başkenti Ankara’da, ana muhalefet partisinin genel sekreterini “yabancıların” dinleyip kayıtları bir Türk gazetesine verdiklerini düşünmek pek mümkün değil.
Belli ki bunu devletin “birimlerinden” biri yapmış.
Ve izinsiz bir şekilde gerçekleştirilen bu dinlemeyle “yasa” dışına çıkılmış.
Devlet birimleri yasadışı işler yapıp onu bunu dinlemeye başladılar mı “kulakları uzar” ve Midas’ın berberinin söylediği gibi “eşşek kulakları” gibi olur.
“Eşşek kulaklı” birimler bir devlet için iyi bir şey de değildir.
Hukuksuzluk anlamına gelir.
Zaten bizim bu ülkedeki en büyük sorunumuz da bu.
Devletin görevlilerini hukuk içinde tutabilmeyi bir türlü beceremiyoruz.
Devrilmiş bir şişedeki su gibi hep hukuk dışına doğru akıyorlar.
Üstelik bunu niye yaptıkları da tam belli değil.
Niye ana muhalefet partisinin yöneticisini dinlerler?
Böyle bir dinlemenin “polisiye” bir nedeni olmadığı, İçişleri Bakanı’nın “biz yapmadık” demesinden belli.
Aksi takdirde bir “neden” söylerdi.
Öyleyse neden dinlediler?
Bunun nedeninin “siyasi” olduğu çok açık.
Ya hükümet böyle bir emir verdi ve yakalandı.
Ya da hükümeti zor duruma düşürmek isteyen biri dinledi ve kayıtları yayarak hükümeti zor duruma düşürdü.
Her iki ihtimalde de devlet “suç” işlemiş oluyor.
Ve kafasına ne kadar uzun külahlar geçirirse geçirsin sonunda kulakları gözüküyor.
Bize de, manşetlere eğilip bağırmak düşüyor:
“Devletin kulakları eşşek kulakları.”

29.05.2008

Hiç yorum yok: